10
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
171
Okunma

Poetika – “Delibalnâme”
Bu şiir, bir kimlik beyanı olarak değil, bir mirasın devam senedi olarak yazıldı.
Delibal, soyunu yazmak için değil, ruhunu nesilden nesile aktarmak için kaleme sarıldı.
Çünkü biliyordu: İnsan, adını değil, derdini yaşatabildiği sürece var olur.
“Delibalnâme” bir biyografi değildir;
aklın deliliğe, deliliğin bilince dönüştüğü o ince çizgidir.
Andırın’ın dağlarıyla Kadirli’nin ovaları arasında,
bir çocuğun, elektriksiz bir kandilin önünde,
karanlıktan korkmak yerine ışık üretmeyi seçtiği anın destanıdır.
Bu şiir, bir ömürlük öğrenmenin özetidir:
Düşe kalka değil, düşüne kalka büyüyen bir adamın içsel seyir defteridir.
Delibal burada bir şahıs değil, bir tutumdur —
cehalete karşı bilginin, tembelliğe karşı üretimin,
umutsuzluğa karşı ilmin vakarının adıdır.
Her dörtlük, bir yaşam merhalesidir:
Çocuklukta kandil, gençlikte sorgu, olgunlukta fikir,
yaşlılıkta tevazu...
Bu yüzden “Delibalnâme”, zamanla yazılmış bir ilim ilahisidir.
Delibal bu şiiri, “ben kimim?” sorusuna cevap aramak için değil,
“biz kimiz?” sorusuna yol göstermek için yazdı.
O yüzden bu metin bireysel bir övgü değil, kolektif bir bilinç çağrısıdır.
Şair burada kendini değil, bir çağın direncini temsil eder.
Ve belki de en önemlisi:
“Delibalnâme”, deliliği bir ayıp değil, bir meziyet olarak ilan eder.
Çünkü bazen aklın selâmeti, bir parça delilikten geçer.
Düşünen, hisseden, direnebilen insan zaten biraz delidir.
O delilik, bu milletin yenilmez kalbidir.
Sonunda ise Delibal, bu şiiri yazarken bir sırrı açık eder:
Ne soyla övünür, ne makamla.
Çünkü bilir ki gerçek asalet, ilme dokunan elin sıcaklığındadır.
Ve o el, Atatürk’ün okuduğu mektepte,
kandil ışığında yetişen çocuğun elidir.
Vecize-i Delibal
“Delilik, aklın korkmadığı yerdir; ben o yerde, aklı imanla demledim.”
Hem ana tarafı, hem de babadan
Oğuz boylarından Avşar asıllı
Çile, karşısında kırmadan gerdan
Andırın’dan Kadirli’ye nakilli
Takvim yaşı bir olmadan dillenir
Edindiği bilgileri kullanır
Engellerin etrafından dolanır
Anasından doğma, süper akıllı
Davranmadı hayat küçükken nazik
Herkesin üstünde fazlaydı tazyik
Memlekette olmayınca elektrik
Çocukluğu idareli, kandilli
İstisnasız boş durunca yoruldu
Araştırma yapmayınca gerildi
Eliyle kültüre neşter vuruldu
İlme âşık, yüksek lisans tahsilli
Bizden değil mazlumları ezenler
Makbul insan gerçekleri yazanlar
Etrafında aşıklar ve ozanlar
Altmışında dernek kurdu, fasıllı
Bozulunca adaleti, yargısı
Başlayınca halka düzen kıygısı
Düşündürdü istikbalin kaygısı
Otuzunda cümle saçı kırçıllı
Garipliği havasını alınca
Kaf Dağı’nı kuşatmaya dalınca
Yetmeyince gücü, aciz kalınca
Hayalleri, umutları tecilli
Her fırsatta hünerini sergiler
Çalışmadan dursa ruhu iniler
Hoşgörüyle kendisini yeniler
Yaklaşımı, düşüncesi çağcıllı
Vatan verilmişken Zül Celal’ince
Yaşamak isterken gönül telince
Cumhuriyet söz konusu olunca
Başındaki başsızlardan işkilli
Maskarayı makaraya alan o
Dert ehli olunca yüzü gülen o
Veliliğe giden yolu bilen o
Deliliği mahlasıyla tescilli
Sağlayınca kulluğunun şartını
Yaslayınca Yaradan’a sırtını
Düşünmedi düşlerinin ardını
İşleriyle kaderinden torpilli
Cahil cühelalar atamaz çengel
Eğitimden yana çok sağlam temel
Her insana nasip olmaz Delibal
Atatürk’ün okuduğu okullu
DELİBAL – Celil ÇINKIR
5.0
100% (22)