9
Yorum
26
Beğeni
4,9
Puan
338
Okunma
Bu şarkıyı dinlerken dökülenler,
İmkânsızlıklar içinde ben seni seçtim
Cahil cesaretiyle kör etmiştim kendimi
Güneşin ışığına alışkın değildi yüzüm
Gözlerim, kör olmaktan korkardı oysa
Yalnızlığın ıssızlığıydı içim,
Gölgelerin sığınağından
Sesime gelmişti aşk.
Yokluğun ayazında salınıyorum şimdi,
Kuru bir dala tutunmuştu içimdeki çocuk,
Ha düştü, ha düşecek...
Sonbaharın hüznü, ince bir iple
İşlemişti yüreğimin çatlaklarını
Bir tenhaya çevirmişti zaman beni
O sessizlikte düşlerime sızardı hüznün buğusu
Dökülmüş yapraklarımı toplayan dallarım,
Kurudukça kırılır zamanın ellerinde,
Tutunacak birini beklemeden.
Tek sığınağımdı
Bozkırın göğsündeki lodos
Yalnız o okşardı dağınık saçlarımı,
Yalnız o sarardı donmuş yüreğimi
Bir uçurumun kenarında
Yaşayamazdı soğuğa alışan bu ruhum
Sıcak bir iklimde filizlenemezdi
Burası benim cennetimdi
Yandıkça yandım ayazda
Üşüyen kalbimin sızısını hissediyordum
Damarlarımda geziniyordu soğuk titreme,
Buz kesiyordu ellerim, beklemeyi unutarak
Kanım çekilmişti üşümekten
Suskunluğun o kederli rüyasıyla,
Dudaklarım morlara bürünmüştü
Derdimi konuşmadan anlatırdı
İçimdeki sızıyı taşımak için,
Her bir acı kirpiklerimdeki damlalarda donardı.
Aynaya baktığımda
Yaramı hatırlatırdı bana
Taş gibi susmalıydı o sızı içimde
Sessizliğin en kıymetli misafiriydi karanlık
Hatırlarken seni...
5.0
92% (11)
4.0
8% (1)