4
Yorum
36
Beğeni
5,0
Puan
234
Okunma
Gecenin göğsüne yasladım başımı
her solukta
içimde eski bir yankı uyanıyor
sen,
günün tam ortasında
ansızın esen,
yarım bir rüzgâr gibi
değiyorsun ruhuma
kalbimin tozlu odalarında
bir kapıdan geçerek
içeri,
dağ esintili bir kekik kokusu doluyor
Sen,
içimde akarken
susuz kalmış bir nehir yatağının
suya yeniden kavuşması gibi
karanlığıma dokunuyor sevgin
dokunuşun,
geceyi ortadan yaran
ince bir sükûnet gibi
çöküyor içime
Gördüğüm her renk
sende başka bir ağırlık buluyor
çünkü seni sevmek
uzun bir günün sonunda
yorgun gözlerle mehtabı izlemek gibi
ben ise
eşiği geçemeyen
bir yolcu oluyorum
sesinde kayıp sokakların,
yarım kalmış akşamların siyahı
Yokluğun…
içimde dolaşan ağır bir dalgaya dönüşüyor
her çarpmada
suların dibine
biraz daha gömülüyorum
ruhum ise,
boğulurken
o derin sızıya bakarak
zor olsa da
tutunuyor kendine.
5.0
100% (20)