1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
77
Okunma
Bir gölge düşer yola, aniden bir hırlama,
Korkutur ani ses, bir anda duyulan yaygara.
Sanırsın ki kıyamet, kopacak büyük bir kavga,
Oysa bil ki bu ses, ruhun gizlediği korku.
Zincirin son halkası, titrek bir savunmadır,
Havlayan köpek, sadece dikkat talepkârıdır.
Korkunun sesi yankılanır, her boşlukta, aynıdır,
Gürültüyle örtülür asıl amaç, gizlenir perdede.
Gerçek niyet saklıdır, o öfke dolu bakışta,
Biriken pişmanlık, biriken hayal kırıklığı işte anla.
Kükreyen her laf, bir çaresizlik çığlığı aslında,
Titreşen bir elin, düşmeye yüz tutan anılığı.
Kim ki böbürlenir, kim ki kendini dev sanır,
İçinde küçük bir çocuk, şefkat için yalvarır.
O büyük lafların ardında yatan zayıflıktır,
Bütün o gösteriş, aslında bir yaygaradır.
Isıracak olan sessiz gelir, adımları ağır,
Onun gözünde ne öfke var, ne de boş bir bağır.
Eylemi konuşur onun yerine, bazen sessiz kalır,
Tıpkı derin suyun akışı, kimsenin bilmediği gibi.
O, kendini kanıtlama derdinde hiç olmaz,
Zira gerçek güç, başkalarının onayını kovalamaz.
Ey insan, sen bu sese kulak ver hayatın yeri dolmaz,
Zira gürültü, hakikati göstermez, sadece eğil saygıyla.
Bırak havlasın dünya, bırak yaysın her yanını gaflet,
Sen duruşunda sağlam ol, sende olsun feraset.
Unutma ki en büyük ders, en sakin anlarda gaflet,
Hakikat, bağıranın değil, dinleyenin dilinde belirir.
Güç, sesin yüksekliğinde değil, ruhun derinliğindedir,
Isıracak olanlar değil, anlayacak olanlar ileridedir.
Bu yüzden, korkma kuru gürültüden, onun maskesini gör bellidir,
Havlayan gölgelerin ötesine bak, orada ne var, onu sor.
5.0
100% (3)