3
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
248
Okunma

Dinlemedi yüreğim, işte...
Aldı kalemi eline yine...
Dur be, dur... Uslanmaz mısın?
Sana bir şiir yazacağım.
Duygularımı anlatamayacak belki...
Heceler uymayacak,
mısralar yerinde olmayacak.
Silinmeyen kalemle,
kazınmayan yere yazacağım...
Bıraktığın halime acıyıp,
kırdığını toplamadan,
üzerine basa basa...
Canım yana yana,
gururumu eze eze,
sevdana boyun büke büke yazacağım...
Şu dağın tepesine,
Erciyes’in zirvesine,
Ali Dağı’na, Gesi Bağları’na...
İster oku, ister okuma...
“Unuttum gitti,” de...
“Mahşere kaldı, bitti,” de...
“Yangın söndü, köz oldu,” de...
“Sözler bitti, kalem kırıldı,” de...
Elim yana yana, canım yana yana,
ateşler üstüne yazacağım.
İster kül olsun,
ister toz olsun, savrulsun...
Kalbinin içine, en derinine...
İster çıkar, ister çıkarma...
Sahilin kumlarına...
İsterse deniz hırçınlaşsın,
dalgalar vurup silsin...
Yine yazacağım...
Güneşin tepeme dikilmesine aldırmadan,
karların üstüne,
buz duvarlarına...
Gecenin karanlığına aldırmadan,
gündüzün renklerine...
Olsun... Olsun...
Simsiyah karanlıkta kaybolsun,
sabahı bekleyip yine yazacağım...
Çayın altını söndürmeden,
bir sigara daha yakacağım
diğeri bitmeden...
Kafiye, redif, fantastik sözlerden
vazgeçtim hepsinden.
Süslü püslü Arapça, Farsça’dan,
anlamadığın sözler olmadan...
Aklıma ne gelirse,
şiire benzeyen
ya da benzemeyen...
Yine yazacağım...
5.0
100% (4)