5
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
151
Okunma
Ah dokunuş izine,
kemik sayımda eksik adın,
o kadar uzak ki
sıcak bir tenin kül rengine…
Sen hep geç kaldın be adam,
sevilmeyi kavga gibi algılıyorsun galiba
tırnakların kanla tanıştı,
kırk bir asırdır tanışığız biz acıyla.
Kazandıklarının gölgesinde saklanmışsın,
sırt sırta dönük başka birine,
seni kim anlar ki,
nefesini tutamayan bir başka nefesin göç mevsiminde?
Bir lokmacık sevgi atılsa önüne,
köle pazarları gibi kalpler sıraya dizilir,
sabaha çıkamamak da var,
akşama varmamak da
kimin umurunda?
İliklerine kadar acıyı hisseden birinin
yol arkadaşıydım ben de senin kadar.
çok sevmenin bir parçası eksik,
oyuncak gibiyiz
kimseye yaramaz, kimseyi güldürmez
dokunuşlarımız.
Doğuşun kanla başladı,
ölümle bitmeyecek kadar derin.
kendi içine hapsolmuş bir yankısı
lanetle yoğrulmuş, sessizlikle güçlenmiş.
Sevilmek mi?
fena şey...
çünkü her sevgi biraz ölümü hatırlatır.
Ama sen hâlâ ayaktasın.
ve bazen bu bile,
sevmeye sevilmeye meydan okumaktır.
04--11-2025
İST
5.0
100% (4)