0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
97
Okunma
Artık ne sitem var dilimde ne dön diye bir umut,
Bir sessizlik örttü beni, içimde bin kara ağıt.
Bir yangın yanar hâlâ görünmez göze külü,
Ben o küllerin içindeyim, duam da ben gibi süngü.
Gidenin ardında kalmak, kalanın kendini yakması,
Her nefesin bir veda, her gece bir yoklaması.
Bir is kokusu sinmiş yüreğime, adı sen,
Yaksa da söndüremez ben o külde gizlenen.
Küllerimden doğmak değil muradım bu defa,
Ben yanışla varım, kavrulmakta vefa.
Aşkı duayla yoğurmuş bir kulum ben,
Yana yana secdeye düşer ellerimden ben.
Kader, bir ince çizgi, yürekse ateşin kılıcı,
Her dua bir teslim, her gözyaşı bir sırrın ırmağı.
Ne isyanım kaldı ne sözüm kaldı Allah’a
Sustu kalbim, yalnızca küllerim ağlar sana.
Rüzgâr esti mi savrulur bir parçam semâya,
Belki bir kıvılcım düşer de dönersin duaya.
Ama bil, ben artık dönülecek bir liman değilim,
Küllerimle yazdım seni, yandıkça mühürledim.
Zaman geçer, her şey unutur, ben hariç,
Unutmak bana haram, hatırlamak ise imtihan
Bir ses kalır içimde, “sabret” der, “yak ama sev,”
Ben kül oldum, sen hâlâ içimde bir kevser.
Aşkın adı sabırsa, ben onun elif harfiyim,
Yana yana sükûtla kemâle eren bir nefesim.
Her yanışta bir arınma, her acıda bir sır gizli,
Ben küllerimin duasıyım, bendeki ateş gizli.
Ne bir bahar kokusu ne bir sabah ümidi,
Yalnızlık, ilahi bir tecelli gibiydi.
Sustu dilim, konuştukça yanıyor her hece
Ve anladım ki ayrılık, vuslatın gölgesi her gece.
Kül oldum ama söndüm sanma,
Aşk dediğin, yanarak kalmak
Bir dua gibi yükselirim bazen semaya,
“Ya Rab,” derim, “sevdayı bağışla, belaya.”
Şimdi rüzgâr alır beni, belki bir kıta öteye,
Belki bir gönül kapısına, belki eski öteye.
Küllerim savrulsa da duam sende kaldı,
Ben yanarken sustum o dua hep ağladı.
Ey vuslata kapalı, ayrılıkla mühürlü yâr,
Küllerim şahidimdir; aşk bir ikrar, bir ikrar.
Sana dönmek değil dileğim, senden geçmek hiç değil,
Sadece yanışınla arınmak o kadar, o kadar değil.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(31 Ekim 2025)