0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
56
Okunma

Gönül bağında açan bir gülsün ki, rengi pek özel,
Kokunla mest eder de, unutturur dünyayı, ezel,
Hüsnünle derman olur, ne hoş bir edadır ki zelzel,
Gül gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Sanki Cennet’ten süzülmüş, o narin, o tatlı eda,
Gönül kokunu ister, unutturur her bir sevda,
Bu aşkın yaprağında, kalmaz ki hüzün, kalmaz cefa,
Gül gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
O al yanakların ki, açılmış bir gül-i rânâ olur,
Kokun canıma siner de, kaybolur aklın yorgusu,
Dudakların renginden almış, ne hoştur bu koku,
Gül gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Dünya kış olsa da cana, bu gülün kokusu dindirir koru,
Aşkın hararetini alır, kalmaz gönlümün kuru,
Bu lezzet ki derindir, sığmaz ne bir fani suru,
Gül gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Ne meclis kurulur ki, o gül-i didar olmaz elde,
Dertli bülbüllerin muradı, bu taze bahar yelinde,
Yârden gelen her ney, ne hoştur ki bu dilde,
Gül gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Dikeni bile şifadır, o aşkın kudreti ile canan,
Bu gülün her yaprağı, kalbe verir sonsuz bir an,
Ne hoş bir lûtfu imiş, bu sevda, bu ferman,
Gül gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Aşık TURHAL söyler: Âşıkın sevdası sensin, sensin bu gül-i ter,
Bu aşkın kokusuyla yanan, benim de canımsın, yeter,
O tatlı dudaklarından bir buse, canıma can katar,
Gül gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Hüseyin TURHAL