0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
86
Okunma

Göz meclisinde dizilmiş bir ok ki, cana özel,
Her bir teli tîr olur, dertler olur da ezel,
Bakışınla derman olur, ne hoştur ki her bir zelzel,
Kirpiğin gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Sanki bir yaydan fırlamış, o ince, o kara müjgan,
Gönlüm bir hedef ister, unutturur dünyayı, ferman,
Bu aşkın oklarıyla, kalmaz ki hüzün, kalmaz derman,
Kirpiğin gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
O nazlı gözlerinin süsü, o yay kirişi misali,
Vurduğu yeri yakar da, kaybolur aklın misali,
Her biri bir hançer olmuş, ne hoştur bu aşkın hali,
Kirpiğin gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Güneş yaksa da canı, bu gölge dindirir koru,
Aşkın hararetini alır, kalmaz gönlümün kuru,
Bu lezzet ki derindir, sığmaz ne bir fani suru,
Kirpiğin gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Ne meclis kurulur ki, o hancer-i siyah olmaz elde,
Dertli gönüllerin muradı, bu tatlı rüya yelinde,
Yârden gelen her bakış, ne hoştur ki bu dilde,
Kirpiğin gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Zehri bal eyler o, aşkın kudreti ile canan,
O bir telin gölgesi, kalbe verir sonsuz bir an,
Ne hoş bir lûtfu imiş, bu sevda, bu ferman,
Kirpiğin gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Aşık TURHAL söyler: Âşıkın oku sensin, dermanımsın,
Bu aşkın kılıcıyla yanan, benim de canımsın,
O tatlı dudaklarından bir yudum, son limanımsın,
Kirpiğin gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Hüseyin TURHAL