0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
44
Okunma

Gönül tahtında kurulmuş bir kemân ki, cana özel,
O yay altındaki bakış, dertler olur da ezel,
Hükmünle derman olur, ne hoştur ki her bir zelzel,
Kaşın gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Sanki bir hattat çizmiş, o ince, o siyah yayı,
Gönül bir hedef ister, unutturur dünyayı, zâyı,
Bu aşkın oku ile, kalmaz ki hüzün, kalmaz payı,
Kaşın gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
O alnın üstündeki çizgi, o Hilâl’den bir nişan,
Gözlerinle birleşince, yakar bu gönlü baştan,
Bir kemer-i aşk olmuş, ne hoştur bu ateşten,
Kaşın gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Güneş yaksa da teni, bu gölge dindirir koru,
Aşkın hararetini alır, kalmaz gönlümün kuru,
Bu lezzet ki derindir, sığmaz ne bir fani suru,
Kaşın gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Ne meclis kurulur ki, o kemân-ı eşk olmaz elde,
Dertli gönüllerin muradı, bu tatlı rüya yelinde,
Yârden gelen her işaret, ne hoştur ki bu dilde,
Kaşın gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Zehri bal eyler o, aşkın kudreti ile canan,
O bir telin gölgesi, kalbe verir sonsuz bir an,
Ne hoş bir lûtfu imiş, bu sevda, bu ferman,
Kaşın gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Aşık TURHAL söyler: Âşıkın yayı sensin, dermanımsın,
Bu aşkın nişanesiyle yanan, benim de canımsın,
O tatlı dudaklarından bir yudum, son limanımsın,
Kaşın gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Hüseyin TURHAL