0
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
118
Okunma

Mavi bir gece—
şehrin kalbi,
yedi tepenin üzerinde ağır ağır çarpıyor.
Her ışık, her gölge
zamanın ilmek ilmek işlediği
bir rüyanın perdesi gibi.
Pencerenin ardında duruyorum;
ince bir tülün arkasından
dünyanın sessiz yüzünü seyrediyorum.
Sokak lambalarının solgun ateşi
binlerce beyaz kelebeği çağırıyor.
Onlar ki kanatlarında
ölümle hayatın sırlarını taşıyor,
ışığın etrafında dönerek
sonsuzluğun yasını tutuyor.
Sokak kedileri,
karanlığın gizli muhafızları gibi,
sırtlarını kamburlaştırıp
zamana ve birbirine meydan okuyor.
Her bakışları bir kıvılcım,
her sessizlik bir çığlık.
Bir rüzgâr var…
adı Meltem.
Kimi zaman bir sevgilinin
ruha işleyen dokunuşu gibi,
kimi zaman ayrılığın
soğuk ve acımasız nefesi gibi.
Gözlerimin önünden geçerken
göğsümde asırlık kapılar açıyor.
Saat, gecenin yarısını çoktan aşmış.
Uykum dağılmış,
zamanın hükmü yok artık.
Derin bir nefes çekiyorum;
ve o an, gözlerin düşüyor aklıma.
Yüreğim özgürlüğe kanat çırparken
senin esaretine boyun eğiyor.
Mavi bir gece…
Zaman akıp gitse de,
dünya binlerce defa yeniden doğsa da,
benim için tek hakikat
sol yanımda çırpınan
o tek cümlede saklı:
Sen.
_________________________________________
“Yaşanmışlıkları yazmak” - Ziyneti İ. Şiirleri
5.0
100% (4)