3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1236
Okunma

gece geç geldi
yanıp durdu bütün gece
deniz içinde petrol damarları
ben yeni şarkıya başladım
sokak taşları
bir
....bir çözüldü,
asfalt, tasa konmuş bir kurşun gibi eridi
bekçiler, yontulmuş taş parçalarından döküldü
birden elektrikler kesildi
kaldık yapayalnız
yanıp durdu bütün gece
petrol damarları sustuğumuz bu kentte
sular büyük borularda bir daha bekletildi
büyük yalnızlıklar küle gömüldü
kül, birden eski adreslere yazıldı
ben yeni bir şarkıya başladım.
akdeniz’e açılan bir su ölebilir mi
sonra birdeniz nasıl ölebilir
kent yok burda
herşey çadırdan sudan
yoksuluz
geceleri bu dağ evlerinde kalamayız
bizim işimiz ölüdenizlere bakmak
ingiliz bayraklı üç direkli kontralara
portakal bahçelerine üç adımlık boğaza
belki bir daha göremeyiz
ama denize bakan bütün yamaçlarda
bir fidan bulunur,
ölüdeniz de portakal ve çam ağacı
biz konuştuklarımızı şuraya gömebiliriz
bir dalsak suya
parmaklarımız yanabilir.
bak ilkçağ kalyonlarından
biri
....vurmuş
.............kıyıya
pekâlâ parmaklarımızı yakabilir
ey paslı sular içindeki ölüler
ölü kalır mı demeyin ilkçağdan
elbette adı kalır
gölgesi kalır
onları bekleyenlerin umudu kalır
umut hiçbir zaman kaybolmamıştır
kalk biz oyalı yemeni satmalıyız
ölüdeniz burada kendini saklayabilir
kenti bu akşam baştan başa dolaşmalıyız
ben yeni bir şarkıya başlamalıyım
kül yeniden eski adreslere yazılmalı.