0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
142
Okunma
Bir gölge düşer, bir titreme, ansızın,
Kapı çalınır, zifiri bir sessizlikle yakın.
Takvimde yırtılan son bir yaprak gibi ahım,
Sırası gelen gider, amansız bir emirle.
Ne bir itiraz, ne bir erteleme şansı yok asla,
Yürekte biriken yarım kalmış bir sevda.
Gözlerde donakalmış son bir bakışla,
Her veda, kalpte açılan derin bir yaradır.
Dünya denen bu sahne, ne büyük bir oyun!
Perde kapanır, en can alıcı yerde sonun.
Kimi zaman bir çığlık, kimi zaman bir iç çekiş bulun,
Gidenin ardından kalan boşluk, dinmez bir dert.
Dün el sıkıştığın dost, bugün toprak altında,
Dün güldüğün yüz, şimdi nerde ancak hatıra.
Oysa ne çok şey vardı, söylenecek, edilecek.
Lakin sıra geldi mi, zaman durur, her şey donar kalır.
Beklenen o an gelir, kaçış yok, çare yok,
Soğuk bir el uzanır, alır ruhu bedenden.
Ardında kalanlar, bir ömür yas tutanlar mı,?
Çünkü sırası gelen gider, geride çoluk çocuk kalır.
Feryatlar, figanlar, nafile bütün çabalar,
Zira bu yasa, en eski, en kadim yasalar.
Her doğan canın yazgısı, kaçınılmaz sonum olacaklar,
Sırası gelen gidiyor, bu acı bir kaide bu yolda.
5.0
100% (2)