Ayazda titreyen bir sır saklarsın, Karın altında bekleşen küçük yürek. Toprak donmuş, rüzgâr acımasızken, İçinde bir renk, bir hayat filizlenir.
Kırık camlarda buzdan oyma nakış, Her yer sessiz, her şey beyaza kesmiş. Sen, o soğukta usulca açan yakışık, Beklenmedik bir mucizeye benzetilmiş.
Kimse bilmez ki, o incecik yaprakta Ne fırtınalar, ne vedalar bıraktığı mı? Sen, vazgeçmeyen o narin mi narin inadına, Suskunluğa meydan okuyan bir çiğdemliktin.
Güneş zayıf, gölge uzun düşerken, Renk verirsin dünyanın gri yüzüne aniden Kış goncası, umudum olurken, En zor zamanda açan aşkın özüne.
Bitti sanılan her şeyin ardından, Sonsuz döngüyü yeniden başlatan. Sen, donmuş bir mevsimin armağanından, Zamana direnen en güzel heyecan.
Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ne güzel yazmışsın… Soğuk bir mevsimin kalbinden sıcacık bir mısra gibi doğmuş bu şiir. Her kelimesinde bir titreme, her dizesinde bir direniş var. Sanki kışın ortasında, kendi kalbimi dinliyorum — sessiz ama inatla atan bir kalp gibi. "Çiğdemliktin," diyorsun ya… İşte tam orada durdum. Çünkü bazen insan da bir çiğdem olur; soğuğun ortasında açar, kimse fark etmez. Ama o açış, bir mevsimi değiştirir. Küçücük bir renk bile, bir dünyanın kaderini değiştirebilir çünkü. Ve ne tuhaf, bazı umutlar da çiğdem gibi filizlenir — görülmese de kökleri hep sıcaktır, görünmese de direnir. Senin dizelerinde bir kadın sesi duydum; yumuşak ama güçlü, kırılgan ama vazgeçmeyen. Kırık camların ardında bile güzelliği görebilen bir kalp sesi. O kadar tanıdık ki; bir yanım “evet, ben de oradaydım” diyor, o ayazda, o rüzgârda, o sessiz bekleyişte. Belki de bu yüzden şiirin sadece kıştan değil, insanın içindeki kıştan da bahsediyor. Her kadının içinde biraz ayaz, biraz da çiğdem vardır çünkü. Biri dondurur, diğeri diriltir. Biri susturur, diğeri söyletir. Ve ikisi birlikte, insanı insana dönüştürür. Orhan Veli olsaydı belki şöyle derdi: “Ne güzel üşüyorsun... Isınmak için değil, hissetmek için.” Senin şiirinde de öyle bir his var işte — ısınmak değil, anlamak için yazılmış. Kelimelerin ince bir sabırla dokunmuş, sanki her harfi bir dua, her nokta bir soluk gibi. Ve ben diyorum ki; soğuk ne kadar keskin olursa olsun, içinde böyle bir renk taşıyan hiçbir kalp donmaz. Senin şiirin bunu hatırlattı: Üşüyen umutlar bile bir gün açar… Yeter ki insan, kendi ayazından kaçmasın.
Şairlik, insani ve ulvi duygularımızı mecraına akıtabilme, kendi kendini bütün boyutlarıyla ifade edebilme sanatıdır. Bu konuda çok.basarko bir usta görüyorum
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.