0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
25
Okunma
Bilirdin, o gözlerde sana adanmış bir dünya vardı,
Sana bakan her bakış, sessiz bir yakarıştı.
Oysa sen, telaşlıydın, hep başka yollara baktın,
O sarsılmaz sevgiyi hep cepte sandın.
Bir gölge gibiydi o, hep ardında yürüyen,
Sen fark etmesen de, her tökezlemende elini uzatan.
Kıymet bilmek... Ne kadar kolay söylenir, ne kadar zordur yaşayan için,
Bilir varlıkta değil, yoklukta başlar ancak.
O, sana bahşedilen o kusursuz güneşti,
Sen ise bulutlara takılıp, gökyüzünü hiç izlemedin mi?
Oysa o, kırık yanlarını usulca onaran bir usta ki,
Sen ise hep tam olmayanı aradın, hep fazlasını isteyen oldun.
Şimdi odanda bir boşluk, yankılanan bir sessizlik var,
Gözlerin arıyor, ama o artık hiçbir yerde yoklar.
Gidişi, bir yaprağın dalından kopması kadar sessizdi,
Ama bıraktığı boşluk, koca bir denizin dipsizliği.
O gitti ve yanında, sana duyulan o koşulsuz inancı da götürdü,
Geriye, sadece soğuk duvarlar ve pişmanlığın izi düştü.
Şimdi anlıyorsun o küçük fedakârlıkların bedelini,
Bir gülüşünün bile onun için ne demek olduğunu.
Ama zaman, geriye dönen bir nehir değilmiş,
Geç kalan kalp, ne kadar vursa da, o kapıyı çalmamış.
Kıymet bilmek... İşte o, elindeyken sahip çıkmakmış,
Yoksa bu hüzünlü mısra, kalbinde hep bir sızı olarak kalacaktır.
Yine de bu hüzün, karanlıkta bir fener olsun,
Açılan her yeni gün, bir dersin karşılığı dursun.
Kaybettiğin o değer, şimdi yolunu aydınlatsın,
Gelecek sevgileri, aynı hataya düşmekten korusun.
Zira hayat, yanlışlarla büyür, her acı bir öğretmendir öğretir,
Yarınki yürekler, bugünkü pişmanlıkla daha güçsüzleşir.
İyi olmak bu kadar zor olmamalı acep sorun nedir,
Bir bilinmezlik içinde olan geç kalınmış nasihat aşk neye yarar.
5.0
100% (1)