2
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
205
Okunma
Bazen bir cümleye sığar bütün ömrün,
Bazen de bir ömür yetmez bir “merhaba”yı anlatmaya.
İnsan, kelimelerle değil, kalbiyle dokunur aslında;
Çünkü bazı hislerin dili, sessizliktir.
Ve sessizlik… en gürültülü çığlıktır bazen.
Göz göze gelince susanlar bilir,
anlamın harflerle değil bakışlarla taşındığını.
Birinin sesini duymadan kalbini tanıyabiliyorsan,
işte o zaman konuşmaya gerek kalmaz.
Bazı yürekler cümle değil, yankı ister.
Söz bazen keser, bazen sarar,
bazen de en büyük yemin olur bir “sus” kelimesinde.
İçinde anlam yoksa, her kelime boştur;
ama içi dolu bir sessizlik,
binlerce kelimeden daha gürdür.
Ben gördüm;
çok insan konuştu, ama azı anlattı.
Kimi kalabalıkta sustu, kimi sessizlikte çoğaldı.
Gerçek iletişim, kulağa değil kalbe ulaşır.
O yüzden herkes duyar, ama herkes hissetmez.
Kimi kalemiyle dokunur bir ruha,
kimi sadece sesiyle yaralar.
Oysa asıl mesele;
yazmakta değil, yaşatmaktadır sözü.
Bir kelime, içine samimiyet girince dua olur.
Bazı kelimeler vardır,
dudağı terk ettiği anda kalbe iner,
bazılarıysa daha ağızdan çıkarken ölür.
Anlamı taşımak yürek ister,
çünkü anlamın ağırlığı kelimelere sığmaz.
Ve bazı insanlar vardır,
onların yanında sessizlik bile şiir olur.
Bir bakışıyla cümle kurar,
bir nefesiyle şiir yazar insana.
Anlatmaz, hissettirir…
İşte en güzel söz, odur zaten.
Mesele susmak ya da konuşmak değil…
Her iki lisana da dilinden anlayanı bulmak…!!
Mesele şiir yazmakta,
Şiir gibi konuşmakta değil ki…!
Mesele,
söze ses,
sese nefes,
nefese can,
cana anlam katmakta…
5.0
100% (7)