2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
93
Okunma

Bir Müslüm Gürses Vardı
Bir Müslüm Gürses vardı…
Evladı olmadan binlerce evladı olan,
Hiç kimsenin umudu kalmadığında,
bir şarkısıyla milyonların kalbine dokunan.
Bir Müslüm Gürses vardı…
Çocuk yaşlarda bizlere ilham olan,
Hayatın acısını ezbere bilen,
ama acıya yenilmeyen bir yürekti o.
Kaderle cebelleşen bir adamdı.
Yoksulluğun ortasında büyüdü,
ama yüreği krallar kadar asildi.
Sesi yaraydı,
yarasına şarkı yapan bir ustaydı.
Bir gün mikrofonu eline aldı,
ve o günden sonra artık kimse
“dert” kelimesini ondan bağımsız söyleyemedi.
Her notasında bir isyan,
her sözünde bir dua gizliydi.
Sahnede bir kral gibi dururdu,
ama gözlerinde hep bir yetim çocuğun mahzunluğu…
Dünya ona çok şey borçluydu,
çünkü o, yıkılmış adamların son sığınağıydı.
“Bir teselli ver” derken hepimize teselli verdi,
ama kendine hiç bulamadı.
Ne ün, ne para, ne şöhret —
hiçbiri onun kalbindeki yarayı kapatamadı.
Bir Müslüm Gürses vardı…
Arabeskin adı, acının sesi,
yoksulların dostu, mazlumun yoldaşıydı.
Şimdi yok,
ama her dumanlı gecede,
bir sigaranın ucunda hâlâ onun sesi yankılanıyor:
“Sevda yüklü kervan geçti bu yoldan…”
Bir Müslüm Gürses vardı…
Ve o, bir daha gelmeyecek bir devirdi.
Çünkü Müslüm Baba yalnızca bir sanatçı değildi,
bir halkın kalbinde yaşayan bir efsaneydi.
#Mehmet YETEK
5.0
100% (2)