39
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
2190
Okunma


tüketirken hayatı ölüme birikir insan
güneşimi gölgeler sığ gülüşleriniz
bulutlardan çocuk peydahlar kaldırım gülleri
böyle çoğalır insanlığınız !
sanırsınız ; bir kesikte bırakılır adamlık
ya da ince bir zarda yırtılır namus
ar nedir bir bilseniz
arsızlığınızdan utanırsınız
gece; açık mezar her birinize
ey insan
beni sen bozdun
kendini kaybettiğinde
dilsiz surların geveze yazılarıyım
bastırılmış açlıkların
taşkın kavgaların sebebiyim
özgürlük;
kanadında sürgünse başsız güvercinlerin
kayıp kuşağa borcumdur g e n ç l i k
yarı çıplak vitrinlerde eskimeyen yüzüyüm bu kentin
cumbaları göğsüme yaslı dar sokaklara açılır bacaklarım
tokmağı düşmüş kapılarım açılmıyorsa yüzünüze,
kalın orada !
sebepsiz fethetme telaşınız
ellerinizde paslı geçmişim...
medeniyete peşkeş çekilen
sizin insanlığınız
bacaklarıma yaslanarak çöken mor vücutlar
sizin çocuklarınız
sahipsiz cesetlerden daha acıtır canımı umarsız geçişleriniz
farkında değilsiniz
kim ki beni anlamaya kalksa yediverenime baksın
gübresinde kaç kurşun !
ölüm kaç renk durur bende !
hanginize yeter
göğümden sağıp
göğsümden emzirdiğim mavi
kimsenin kalabalığına çekemediği
derin bir yalnızlık gözlerim