Hulki Aktunç ağabeyimin anısına...
hikayesi kendinde gizlidir şiirin her harfin yükünü taşır dizeler
şiir benim yükümü taşır ben yaşanmışlıkların
oysa bir ünlem kadar zayıf olmalıyım
v.s’lerden daha az düşünceler bırakmalı
vir
gül kıvrımında kaybolmalıyım üst üste çakılı iki noktada
yeniden doğmamacasına…
her satırbaşında bir
aşka akar ya içim
her bitişte bir “son” bırakır ya aç-kapa parantezler
yap-boz tabloları çözmek kadar kolay değil satırlara döşemek seni
kağıtlarda kırışan “olmadı”lar değil suskunluğum
içinden seni çıkarabilmek yirmidokuz harften
en güzel kelimeleri koymak adının başına ve sonuna
ama ölmek değil
gülmek seninle içimi ısıtan
“
Yoldaşım 40 yıl”ın yalnızlığı değil bu üşümeler
gözlerimde yükselen
mavi kuyruklu bir uçurtma gölgesinde
güneşi biçilen
çiçekler gibi bırakmak seni toprağa
kolay değil günkurusu sinmiş yorgun suları toplamak
ve kürek kürek karmak seni karanlığa
bir ömüre kaç
ölüm sığdırabilir insan
her harf ağıda dururken
hangi şair ölür kendi
beyazına
30.06.2011/ Arzu Altın
çiçek sen kızdın bıraktığım kalemime, mutlu ol bak senin için aldım!
*Yoldaşım 40 yıl (Hulki Aktunç)