5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1191
Okunma
Boş bir beyin
anlamsız bir düşünce
sıçan düşse başı yarılır
hayasızca damarlarımızda dolaşa kana.
Kerkefe sarılarak tüketilen tütün gibi
tükenmekte dilimizde çamurlaşan kelimeler
siliniyor yavaşça
anlamlar yitiriliyor
son bir eda
sessiz bir seda ile
çınlamakta kulaklarımda son türküm
ya özgürklük ya ölüm
hakim olmalı bedenime...
elbet dökülecek bir ana rahminden parçalanarak
gökkuşağının yedi rengi son alacasıyla
yağmur bu yüzden dolmalı sarnıçlarımıza
yedeklemeliyiz yedi rengi hatırlamak maksadıyla
Dinle...
Duy...
Hisset...
nasıl da üşüyor şafağında
Erzincan’ın hüzünlü yüreği...
Erzincan’da bir ana
yaslar alnını özleminde buğulanan cama
diker gözlerini umutsuzca ucsuz bucaksız bulutlara
zehir zemberek toprağa akan yaşları
tuz aşına çevirmekte hasatı
gittikçe birbirine benzemekta
damakta hissedilen acının tadı...
yağmurlar birikmiyor sarnıçlarımızda
gözyaşlarımızdan yer bulamadı kendine daha...
Kekeme düşünceler arasında
kekeleyerek bahsetmekte Orhan’ın babası
özlemekte yarini Tunceli’de gülgoncası
al kuşağı çözülmemiş gelin
beklemekte rahmine düşeceği helalini
gözler ıraklarda
sözcükler sandıkta
beklemekteler umutsuzca
düşüncesizliğe kilit vurulan
tecrit’te ölüme yatan döllerini
ve;
hepsini dilinde ortak bir türkü
ya özgürlük ya ölüm
hakim olmalı bedenlerimize.
bekle geleceğim bir sabah
ölümü kucaklayarak kapınıza...
kekremsi bir tadı vardır yalnızlığın
damıtılmakta durmadan yüreğimize
daha kayda geçmemiş hüzünler arasında
Musul’da bir çocuğun boya kalemi
boyamakta elinde tuttuğu şehri
ne yapsa da silemiyor pimi çekilmiş bombayı
boyandı şehri ağır tonda kırmızı
mürekkepler belli artık siyah-kırmızı
kan bulaştı şehirlerin resimlerine
ve acı;
usulca akmakta
Tahran’da bir kadının dudağına
bekaretini bozan Arap’a
zorla berdel edilmekte öküze...
Ve;
vurulmakta murcu yüreklerimize
son sözlerimizi sarfederek dilimizde
bombalar yağarken şehrimize
dilimizde tek bir türkü dillenmekte
ya özgürlük ya ölüm
hakim olmalı bedenlerimize...
kan karışmakta sarnıçtaki yaşlarımıza
kimbilir belki de sevinmeliyiz
en azından iki rengin alacası var elimizde...
Oysa;
eflatun renginde olmalıydı aşk
mor sümbül kokmalıydı
eflatun olmalıydın sen
çiyanlar ortasına düşmemeliydi kelimelerin.
kelimelerin boğmamalıydı düş-ün-celerini
diline takılan
damağında patlayan
renginin tutsağı olmasını becerebilmeliydin.
becerebilmeliydim
sarnıçlarınıza yağmur doldurmayı şiirimde
dilimde ki son türküyü söyletebilmeliydim
durmadan çiftleşen düşüncelerinize
söyletemiyorsam
demek ki;
çoktan çivisi çıkarılmış halkımın
unutturulmuş şehirler ortasına
düşürülmüş çalınmış benlikleriyle.
Öyleyse son bir gayret
son bir çaba uğraşısı
Siz de eşlik etmeye çalışın türküme
ya özgürlük ya ölüm
hakim olmalı bedenlerimize...
sarnıçlarımızda birikecek yedi rengin hatırına
yedekleyelim yağmurlarımızı...
Aralayın buğulanan düşüncelerinizi
azâd edin tutsaklığınızı
etnik oyunların kumpaslarına maruz kalmadan
kavrayın her dilde çoskusu bir olan türküyü
YA MERG YA AZÂDİ
PATRİA LİBRE O MORİR
YA ÖZGÜRLÜK YA ÖLÜM
HAKİM OLMALI BEDENLERİMİZE...
Selçuk ERKİ
5.0
100% (1)