1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
153
Okunma
Bir gün gökyüzüm karardı birdenbire
Ve ben sustum,kalemim sustu, yüreğim sustu.
Haydi dedim yüreğim, toparlan gidiyoruz.
Çocukluğum, hayallerim, umutlarım,
Bir, bir Toprağın bağrına düştüler.
Ölümün gölgesi, bıçak gibi inerken gecelerime
Göğsümde Kopan fırtınalarda savruldum.
Tozlu yollarda hep hüzünle yürüdüm.
Düşe kalka, adım, adım.
Her adımda bir parçamı gömdüm.
Sana gelmiştim yâr gönül kapına,
Ellerimde kırılmış umutlar, Ayaklarımda zincirler,
Zincirlerde ise umutsuz yarınlarla gelmiştim.
Yaralıydım, bin yıllık yoldan gelmiş gibiydim.
Yalnız, kimsesiz, ve çaresizdim.
Hazan vurmuş yüreğimin dalları kırıktı.
Her dalda gözyaşı, her yaprakta bir figan, vardı.
Dost dediklerim, elleriyle kazdı kuyumu,
Ve ben, sessizce gömdüm içimdeki umudu.
Bir zamanlar yıldızlara şarkılar söylerdim.
Şimdi gökyüzüm, bir mezar, bulutlar ise kefen,
Ve ben, kendi cenazemde yürüyen bir beden.
Hançerler sırtımda, her biri bir veda busesi,
Biri aşkın, biri vefasızlığın soğuk nefesi.
Yüreğim yorgun sanki asırlık bir çöl gibi.
Ruhum bedenime, bedenim ruhuma küstü.
Yüzüme firar oldu gözlerim.
Haydi dedim yüreğim,Toparlan gidiyoruz.
Bavula sığmaz anılar biliyorsun.
Yinede sus, toparlan gidiyoruz.
Vuruldum ben vuruldum,
Can evimden vuruldum,yürek evimden vuruldum.
Bir kurşunla değil, bin hançerle parçalandım.
Göğsümde nuhun tufanı koptu.
İçimde İbrahim’in ateşi yandı.
Günlerim karardı, Yusuf’un kuyusu gibi.
Gökyüzü ağladı, Yıldızlar bile utandı.
Oysa ki Kalbim bir kaleydi, dimdik ayakta,
Ama duvarları çöktü, taş, taş üstünde kalmadı.
Gözlerime baktılar, yüzüme güldüler,
sırtımdan vurdular.
Yoruldum, çok yoruldum.
Gökyüzü olsam, yağmur dökmez bulutlarım.
Deniz olsam, kıyıya vurmaz dalgalarım.
Dağ olsam Kendi gölgemde kaybolurum.
Öyle yorgunum.
B__T✍️
5.0
100% (1)