0
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
37
Okunma
O gece Bir kurşun değil,
Koca bir evren çöktü Omuzlarıma.
Ve ben, dilimi yuttum.
Kendi mahkeme salonumda,
Tek hakim, tek sanık, tek cellat bendim.
Aynaya baktım suçlu orada duruyordu.
İtiraz hakkım yoktu.
Savunmam çoktan yanmıştı,
Kül olmuş dudaklarımda.
Nefes almak bile ihanet gibi geldi.
Her ciğer dolusu hava,
Bir yalan daha ekliyordu dosyama.
Ayakkabılarımı çıkardım kapıda,
Çünkü ev artık tapınak değil,
Kendi kendimi astığım darağacıydı.
Çıplak ayaklarım soğuk zeminde iz bırakmıyordu.
Sanki ben bile benden kaçıyordum.
Gölgem önce tereddüt etti,
Sonra yavaşça çözüldü duvarlardan,
Bir kadın gibi arkasını döndü bana,
Eteklerini toplayıp gitti.
Ardında kalan karanlık bile
Benim kadar kara değildi.
Masanın üstünde bir defter açık duruyordu.
Son sayfasında tek bir cümle,
Sen kimdin ki zaten?
Kalemi elime aldım,
Ama yazacak kelime kalmamıştı.
Mürekkep damladı, damla, damla,
Kendi kanıma karıştı.
İçimde bir saat durmuştu.
akrep ve yelkovan birbirini yutmuş,
Zembereği kırılmış.
Zaman artık, akmıyor.
İçim bile, içimden çekiliyordu.
Her saniye biraz daha küçülüyor’dum.
Önce bir avuç kemik, sonra bir avuç toz, sonra hiç.
Pencereye yaklaştım.
Camda yansıyan yüz, benim yüzüm değildi artık.
O yüz çoktan hükmünü giymiş,
İdamını bekleyen bir mahkûmdu.
Bir an, tek bir an, bağırabilir’dim.
Beni duyun! diyebilir’dim.
Ama dudaklarım açılmadı.
Çünkü biliyordum Bağırsam’da sesim,
kendi boğazıma takılıp kalacaktı.
Çünkü en büyük ceza duyulmamaktı.
Ve ben bunu çoktan hak etmiştim.
O gece bittiğinde, artık hiç sabah olmadı.
Sadece kara bir örtü sonsuz, yapışkan,
kör bir kara üzerime örtüldü.
Ve ben, ne yaşayan, ne ölmüş,
Sadece askıda bir gölge olarak,
Kendi mahzenimde asılı kaldım.
Artık ne gölgem,ne adım, nede umudum vardı.
Sadece sessizlik, o ağır, o keskin,
O merhametsiz, sessizlik.
Benim yeni adım oldu.
Ve o isimle sonsuza dek susuyorum.
B__T__✍️
5.0
100% (1)