3
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
440
Okunma

dilinin kenar mahallesinden
kayıp giderdi yıldızlar
ellerimi sinek ısırırdı
mor şemsiye taşımayı bile günah sayardın
morun her tonundan korkarak
tartışmalarımızda biraz daha şeffaf olmanı isterken sen çoktan fanteziler kurardın
şeffaf giysili
ve bilirdim ki
dava adamından çok
aşk adamıydı kafka
bir sabah uzakların çağrısıyla
kimliğini takas eden
düşeceğim bil
bildiğini düşeceğim
gecenin köklerine uzanmış fısıltıya
karanfil aşıladım
milyon kez döndüğüm küllerimden
saplantılı yaşamak ağrısı
iliklerime kadar haczetmişken bilincimi
lacivert bir ay kusuyordu döngüleri
ki erik dalına konmuş manda düşlerim
horon teperken erişilmezliğine huzurun
kekik suyuyla yıkanmış kırlardan mahrum
kükürt kokulu cehennemde
kayboldu ruhum
ellerimizle temizleyemeyiz artık
kabus gibi çöktüğümüz dünyayı
kalbi kırık uzun bir havaya açtım göğsümü
başıboş bir gençlik iliştirdim yakama
kaç kez döndüm bilmiyorum
bu kabenin imanından
yenilgi boyu yük oldu
kambur bir aşkın
teselli etmeyen ritmi
zar atımı an
an be an
yağmurun karnı saçıldığında
kadim bir rastlantı gibi ömrüme
içinde biriken su zerrelerinde
gamzelerin gül.erdi bana
o an eylül
hüzünden b.aşka kapılar aralardı...