2
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
778
Okunma

zaman iyi beslememişti an’ı
tembellik yapmıştı sıska yüreğiyle
sorumluluğunun
dörtte dördünün bir fazlasını
düşlerin gerçekle savaşındaki
yenilgisinin sökülmüş onuruna yüklemişti
onursuzluk
durmadan tembellik damıtıyordu
anıların gizli yaralarından
buz tutmuş damlarına
çocuklar avuç açmıştı
hiroşimanın şeker yağan göğüne
göğünden şeker yağan hiroşima
yerden uzuvlar topluyordu
mavinin kanadı buz yanığı griye bulanmıştı
kar taneleri ipek günlüklerin arasında
çukur çukur rengarenk gözler açmıştı
yaşanmışlıkların ucundaki süngü konumumu şaşırmadan gelip buluyordu her defasında
her defasında alnımın çatına bin küfür
silah çatıyordu
kalabalık bir şehrin egzoz kokan aşkına
gökdelenlerce kirlenmek yakışıyordu
yine de
narlar olunca gel
incirin hatırını s’ele vermeden
gelişin her mevsim güzel
yine de
narlar olunca
silahlar ölünce
gel
5.0
100% (10)