1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
167
Okunma
Ölümüm benim tercihim olacaktı,
ne bir kader yazısının gölgesinde,
ne de kapımı çalan bir Azrail’in adımlarında.
Ben sadece yorulmuştum,
bir bedenden değil,
bir varlık olmaktan yorulmuştum.
Yorgunluğumun adı sahte sevgilerdi;
bir bakışta çözülmeyen,
bir dokunuşta hissedilmeyen sevgiler…
Ardından sahte gülücükler,
dişlerin ardında saklanan boşluklar,
kalbe hiç uğramayan tebessümler.
Sahte sohbetler…
Herkesin konuştuğu ama kimsenin dinlemediği
bitmeyen yankılar.
Ve en çok da maskelerden yoruldum.
Toplumun her birimize biçtiği kalıplardan,
gülümsemek zorunda bırakılan yüzlerden,
susmak zorunda bırakılan dillerden.
Neden kendimiz olamıyoruz?
Neden bir başkasının gölgesinde büyümek,
bir başkasının izinde yürümek zorundayız?
Kimseyi kırmamak için kırılan bizler,
kendi zihnimizi lime lime ederken
kimsenin bunu fark etmemesinden
yoruldum.
Yanlışlara karşı bağırdım,
ama sesim hep duvarlara çarptı.
Kalabalığın körlüğünde
bir bilinç aradım,
ama bulduğum hep cehalet oldu.
Ben, bilinçli bir toplum özledim.
Sözüne değer verilen,
hakkı tanınan,
kendisi olabilen insanların
yaşadığı bir toplum…
Ama arzum, karanlıkta bir mum gibi
titredi, sönmek üzereydi.
Biliyorum, yalnız değilim.
Hepiniz benim gibi sebebini biliyorsunuz.
Fakat bilmek yetmiyor.
Hiçbiriniz bir şey yapamıyorsunuz.
Ve işte bu yüzden yoruldum.
İşte bu yüzden
vazgeçiyorum her şeyden.
5.0
100% (3)