0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
95
Okunma
Vazgeçilmiyor…
Her sabah “bugün unuturum” diye başlıyorum güne,
ama akşam olunca, yine seni düşünüyorum aynı köşede,
aynı şarkıda, aynı susuşta yakalıyorum kendimi.
Ne zaman başka bir yüze gülümsesem,
içimden bir yer eksiliyor,
çünkü sen yoksun,
çünkü o gülüş bile senin yokluğunu daha da koyulaştırıyor.
Sana dair ne varsa silmeye çalıştım zamanla;
fotoğraflarını kaldırdım,
adını anmamaya yemin ettim,
hatta senden kalan anıları yakıp külleri rüzgâra savurdum…
Ama seninle yaşadığım bir tek an bile,
bin yeminle baş edemeyecek kadar güçlüymüş,
bunu geç fark ettim.
Vazgeçilmiyor çünkü…
Kalbimin en derin yerinde senin adını taşıyan bir yara var,
ve ne zaman unutur gibi olsam,
o yara sızlıyor,
hatırlatıyor bana:
"Sen hâlâ onun acısıyla yaşıyorsun."
Bazı geceler uyuyamıyorum,
sırf rüyama gelirsin diye,
uykusuz kalıp göz kapaklarımı kapatsam bile,
karanlığın içinden sen çıkıyorsun karşıma,
gülümseyerek,
hiç gitmemişsin gibi…
Oysa gittin.
Sessizce, kırıp döküp,
arkanda koskoca bir enkaz bırakıp…
Ama en tuhafı ne biliyor musun?
Ben o enkazda yaşamayı öğrendim.
Seninle kurduğum hayallerin yıkıntıları arasında,
bir "belki dönersin" ümidiyle nefes almaya devam ettim.
Vazgeçilmiyor çünkü bu kalp seni öylesine değil,
olduğu gibi,
olması gerektiği gibi,
her hâlinle sevdi.
Eksiklerinle, yanlışlarınla,
bazen suskunluğunla,
bazen fazlalığınla…
Her şeyinle seni istedim,
ama sen, bir kere bile tam gelmedin bana.
Şimdi soruyorlar:
“Neden hâlâ unutamadın onu?”
Ne diyeyim?
"Unutulmuyor çünkü insan, bir kere gerçekten sevdiyse,
kalbine gömer o aşkı.
Kimse görmez, kimse bilmez…
Ama o aşk, orada, içten içe büyür.
Ve her ’iyiyim’ de, biraz daha kanar."
İşte bu yüzden…
Vazgeçilmiyor.
SONMISRA