0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
70
Okunma
Gözlerin serâb-ı sevdayı andırır,
Her nazarın, canıma zulmetmiş dâr-ı cefâdır.
Yarimin gülşeninde açan gonca-ı hayâl,
Bir gurbeti feryâd eder, içre sükût ve nifrâtdır.
Ne çâre kaldı gönlümde, serâp ile yanar,
Her nefesten bîharâm-ı hüzün döker yaşlar.
Dîde-i nâmâdimde kalmıştı arz-ı vuslat,
Şimdi her mısra bir dervişin sâkîde âh-ı vusûldür.
Ey kâr-ı dil-i derviş, bülbül-i ıztırâb,
Gül-i feryâd ile ser-i sefâda döner bâd-ı sabâ.
Kervân-ı ayrılık geçti, bıraktı kül ve duman,
Şem’î-i aşkın sönmüş, külrâv-i hicranla yanar.
Mihnet-i hasret içinde arz ederim destân,
Kırık kalbimle hemde nâle-i pâk-i imân.
Her sözde neyzenin hicrân-ı dil sarkısı,
Yolum gülşene değil, mahzun sokaklardan geçer.
Gözlerin serâb-ı sevdayı andırır her nazar,
Her bakışın kalbime düşen bir zülm-i azar.
Dîde-i nâmâdimde arz-ı vuslat vardı bir zaman,
Şimdi sönmüş meşaledir, kaldı külleri fânî zaman.
Gözlerin, aşkın sarayında açan serâb-ı hayal,
Her bakışın düşürdü gönlüme bir yara, bir hal.
Vuslat hayâliyle yandı kalbim, kül oldu her heves,
Şimdi hicranın dumanı sardı âlem-i esrâf-ı neves.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(11 Ağustos 2025)
5.0
100% (1)