0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
126
Okunma
Seninle kavuşmak cennetse,
Beklemek de ibadettir.
Ben seni arafta sevdim;
Ne vazgeçebildim, ne varabildim.
Ne cennet kadar yakınsın bana
Ne cehennem kadar uzak…
İkisi arasında,
Adını bilmediğim bir yerde bekliyorsun beni.
Ben oraya “aşkın arafı” dedim.
Sana ne zaman yaklaşsam
Bir adım ötede duruyorsun,
Ne çekip gidiyorsun,
Ne de kalmaya razı…
Ve ben, kaldığın her yerde yanmaya devam ediyorum.
Araf, bazen bir göz kırpışı kadar kısa
Ama bir ömür kadar da uzun…
Seninle geçen her suskunlukta
Zaman bükülüyor kalbime.
Ne varabiliyorum, ne geri dönebiliyorum.
Sesin duyulsa kurtulacağım belki,
Ama sen hep içimde konuşuyorsun,
Dışımda yankılanmayan bir sesle
Beni en derin suskunluğuma gömüyorsun.
Sana bakarken öğrendim
Cehennemin sadece ateş değil,
Beklemek olduğunu.
Bir ömür susarak sevmek,
Ve hâlâ seni anlayamamış olmak…
Araf, bir kararsızlık değil artık,
Burası bir inançtır benim için.
Çünkü ben seni sevmeyi seçtim,
Varlığın cennet olsa da
Yokluğunla sınanmayı da kabul ettim.
Seninle kavuşmak
Belki de sadece bir ihtimaldi,
Ama ben seni,
Olmayan bir ihtimal gibi değil,
Olmuş bir iman gibi yaşadım.
Her adımımda seni hayal ederek
Bir ömür boyu aynı yerde saymak,
İşte budur araf…
Gitmek için geç,
Varmak için erken…
Gözlerin hep bir “belki”yle bakar bana,
Ama ben o “belki”ye bile secde ettim.
Çünkü seninle her şey yarım olsa da,
Yarısı bile
Tamlığın sırrını taşırdı içinde.
Araf, bazen iki kelime arası bir sessizliktir.
Bazen bir adım,
Bazen bir nefes…
Ama içinde aşk varsa,
O ara, bir ömre dönüşür.
Ben sana varamadım,
Ama sen de benden gitmedin.
İkimiz de kendi yalnızlığımızda
Birbirimizi bekleyen
İki kutsal suskunluk gibi kaldık.
Ve şimdi biliyorum,
Aşk dediğin şey
Ya cennette tamamlanır
Ya arafta anlam bulur.
Bizimki ikincisi…
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(8 Ağustos 2025)
5.0
100% (2)