Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Turgut Başar
Turgut Başar

ÇÜRÜK BEDENLER

Yorum

ÇÜRÜK BEDENLER

( 17 kişi )

5

Yorum

33

Beğeni

5,0

Puan

264

Okunma

ÇÜRÜK BEDENLER

Seçici Kurulunun dikkatine. Şiir 02.03.2025 tarihli "Süt ve Kan" isimli şiirimin kısaltılarak şarkı formuna dönüştürülmesi sebebiyle tekrar paylaşılmıştır,yeni bir şiir değildir. Şarkı formu videodadır.


Ey, suya düşen suskun yansıma
Nasıl da bükülüyorsun zamanın dizlerine.
Ve şehir, kendini yiyen bir yılan gibi
kusuyor geçmişi.
Ben göğü gövdemde eğiyorum,
Yıldızları tırnaklarımla kazıyorum.

Bir tabut gibi ağırdır bu şehir.
Ve gecenin çatlak dudaklarında,
zehirli bir öpücük gibi sızıyor günah.
Bir rüyanın kırık camlarını topluyorum,
avuçlarım kan içinde.

Yollar, çürümüş ölüler kadar kirli
Ve bir körün gözünde saklıdır gece.
Şimdi toprak,
çamurlu rahminde,
isimsiz çocuklar doğurur
çiçekler yerine.

Kırmızı maskeler takın ey mezar hırsızları!
İşte, hastalıklı bir çağın üstüne
şarap dökerek içiyoruz,
her yudumda çürüyor bedenlerimiz.
Ruhlarımız paslı, çürük bir hançer gibi.
Bekliyorlar tanrının huzuruna çıkacakları vakti.

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (17)

5.0

100% (17)

Çürük bedenler Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Çürük bedenler şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇÜRÜK BEDENLER şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Dağcıı
Dağcıı, @dagcii
23.7.2025 22:23:04
Tebrikler yazanadam. Çürüyen bir şehir ve insanlik cok basarili betimlemelerle gözler önüne serilmiş. Çabalariniz boşuna ümit yok.
Saygılar
Müjgan Akyüz
Müjgan Akyüz, @mujganakyuz
22.7.2025 23:44:15
5 puan verdi
modern dünyanın çürümüşlüğünü ve insanlığın içsel çöküşünü yoğun imgeler ve sert metaforlarla anlatan karanlık, distopik bir şiir. Zaman, şehir, günah ve ölüm temaları iç içe geçerken; şair, hem bireysel hem toplumsal bir isyanın dile getiricisi olmuş. Yansıma, kan, maskeler ve tabut gibi imgelerle hem fiziksel hem ruhsal bir yozlaşma betimlenmiş.

Şarkı olarak dinlemek ayrı bir haz verdi, şiirin aktarmak istedikleri ile şarkının nağmesi bütünlük içinde.

Tebrik ve takdirlerimle, selamlar
se
sedat hünker, @sedathunker
22.7.2025 14:18:54
5 puan verdi
Çok güzel şiir sevgiler saygılar selamlar sağlıcakla kal allahın selameti üstüne olsun
nejat hoca
nejat hoca, @nejathoca
22.7.2025 08:52:11
5 puan verdi
Bu şiir, varoluşun içsel çarpıklığını ve zamanla şekillenen ruhsal bükülmeyi güçlü imajlarla yansıtıyor. "Suya düşen suskun yansıma" ifadesiyle başlayan dize, hem kırılganlığı hem de içsel bir sessizliği temsil ederken; şehir imgesiyle geçmişin ağırlığına vurgu yapılıyor. Şairin "göğü gövdesine eğmesi" ve "yıldızları tırnaklarıyla kazıması" ise isyanın, tutkuyla yoğrulmuş bir varoluş mücadelesinin metaforu. Kısa ama yoğun bir şiir; hem zamana hem de içe dönük bir hesaplaşma barındırıyor.
Kalemine, yüreğine, hissine sağlık.
Nice derinlikli şiirlerde buluşmak ümidiyle, saygı ve takdirle…
Etkili Yorum
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri, @huzunluperi
22.7.2025 01:41:38
5 puan verdi
Değerli üstat merhaba..

Bu şiir bir metin değil, bir karanlık ayin.
“Ey, suya düşen suskun yansıma” diye başlayan o ilk dizeyle birlikte bir gölün içine değil, insanlığın içine düşüyorsun.
Su, yansıma, sessizlik... Her şeyin dili kesilmiş.

Bu şehir bir tabut...
Ve biz onun içinde, fark etmeden gömülü yaşıyoruz.
Gece dudaklarında “zehirli bir öpücük” var ya, işte tam orada şiir keskinleşiyor.
Bu satırlar yalnızca bireysel bir isyan değil, çağın lanetini kusuyor:
“Toprak, isimsiz çocuklar doğuruyor çiçekler yerine.”

Ne ağır, ne derin, ne sarsıcı bir imge bu!

“Kırmızı maskeler takın ey mezar hırsızları!” diye haykırıyor şair;
ve biz hepimiz bir anlığına o mezar hırsızlarından biri oluveriyoruz.
Çünkü bazen bakmak, bazen susmak, bazen unutmak… hep aynı suça ortaklık.

Şiirin sonlarına doğru “ruhlarımız paslı, çürük bir hançer gibi” derken,
artık yüreğin gövdeye dar geldiği bir noktadayız.

Ne denir ki...
Bu şiiri okumak, dikenli bir telin üzerinde çıplak ayakla yürümek gibi.
Sarsıyor. Kanatıyor.
Ama sonunda bir bakıyorsun, sen de yıldızları tırnaklarınla kazımaya başlamışsın.

Emeğinize, karanlığın içinden çekip çıkardığınız o tok sese, bu taş gibi mısralara sağlık.
Böylesi bir şiir, bir kez okunmaz.
İçinde kalınır.
Uzun uzun susulur.

Huzur yağsın gecenize.
Saygılar efendim..

Peri Feride
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL