0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
120
Okunma
Şiirin kıta kıta anlamı
1’nci Kıta:
Ey gonca dudaklı sevgilim, sadakatten sende bir iz kaldı mı?
Her güzel, bir iç çekişle solup gitmiş; senin de haberin var mı?
Benim gönlüm âdeta Mecnûn gibi yanıyor, dağlar da denizler de serinletmez.
Sen başkalarıyla oturup sohbet ederken bana göz gezdirme, sevgili!
2’nci kota:
O güzel gözlerinin bakışını ilkbahar sandım; meğer sıcak bir yazmış!
Senin bir anlık bakışınla bile ömrüm geçip gidiyor, hâlâ naz mı yapıyorsun?
Ben, mum etrafında dönen pervâne gibi aşk ateşinde yandım,
Sen hâlâ taze bir gül gibi duruyorsun; bana düşen ise hazan mevsimi mi?
3’ncü kıta:
Söz söylemenin faydası yok mu artık, aşkın cevabı da hep suskunluk mu?
“Şikâyet etme!” deyip geçme, zaman geçmişe sel gibi akıp gitmiş...
Zaten dünya, candan vefayı anlamazmış,
Ama sen sevgiliysen, her geleni gönlünde misafir mi edersin?
4’ncü kıta:
Sözde dosttundun, yarama merhem, derdime derman olacaktın...
Ama ne zaman eski dostlardan bahsetseler, hepsi bir dert olarak anılıyor şimdi.
Ben göklere uzanan bir servi gibi dimdikken sana yandım,
Sen başkalarına öpücük verirken, ben elimdeki hayalinle rüya gördüm; gözyaşım elimdeydi...
Ey gonce-lebim, yâr-i vefâdan ne eser var?
Her gül gibi bir âh ile solmuş mu, haber var?
Mecnûn gönülüm dağ ile deryâya serinmez;
Ağyâr ile meclis kurup etme nazar, yâr!
Bir fasl-ı bahâr sandık o göz hâbını, yaz mı?
Bir lâhzada ömrüm geçer olmuş da, naz mı?
Ben yandım o pervâne gibi aşk odasında;
Sen gül gibi tâze, bana mevsim de haz mı?
Söz bîhûde, aşkın da cevâbı hep sükût mu?
Şikâyet edip durma, felek mâzîye rûd mu?
Âlem dediğin câna vefâ bilmez imiş de,
Sen dildâr isen, her geleni gönle yurt mu?
Güya dost idin, yâre devâ, hâle merhem...
Ey lutf ile yâd etse de yârân, hepsi dert hem!
Ben serv gibi âlîde dururken sana yandım;
Sen bûse verirken bile düş gördüm, elim nem...
5.0
100% (2)