0
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
209
Okunma

Asma yapraklarını yalayan güneş
Yanağındaki çillerin gözlerinden öpüyor
Her biri üzüm tanesi maşallah
Nazarlığı ay aydınlık yüzünün
Korkarım ressamlar da aşık olacak
Şairler toplayıp göçünü şiir ülkesinden
Karın ağrısı zamanlara kucak açacak
Bir temmuz sabahıdır şimdi gözlerin
Alabildiğine yakıcı sonsuzcasına derin
Dokunamadığına cehhennem
Buluştuğuna olabildiğince serin
Kan bağı yoksa da
Kadim dostudur sınırları belirlenmemiş kederin
Sözler kifayetsiz kalıyor mu bilmem
Baktıkça akllara sebep olan gözlerini anlatmaya
Dizelerin sancısını birkaç söz sanatı kesmiyor
Dağılıyor mürekkep sayfalar üzeri
Yerli yersiz imgeler isyana kürek çekiyor
Korkarım sazlar da aşık oluyor
Notalar hiç olmadığı kadar başına buyruk
Öksürük gibi yükselen nağmeler solgun ve tutuk
Kıyılan gecelerin kırılan kaburgaları buna şahit
Düzül yola ey şair bak çoktan gelmiş vakit
İşveni toplamasak şehrin burçlarında
Faili olacaksın atan tüm kalplerin
Edanı takıp kollarına salınmaları çok fiyakalı
Cesetleri belli ki tarifsiz yakışıklı olacak
Sakın gülüşünü ısmarlama olur olmadık zamanlarda
Gül mevsiminde mesela
Kar düşerken ya da kuşlar yarım küre değiştirirken
Cümle olasılıkları düşün
Ölüm insana yakınından da yakın
Bırak seyrinde kalsın alem
Şairler kirpiklerini yurt etsin yarin
Bırak iki dudak aramızı kantıp dursun letafetin
Bırak gönlümüzün göçü başlamadan bitsin...
5.0
100% (4)