8
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
325
Okunma
Oysaki o şehirde biz
İnsanca yaşamak
Kardeşçe paylaşmak üstüne hikâyeler yazıp
Sevgilerin en güzeli ile
Umut kafiyeli
Barış heceli şiirler okuyacaktık…
Dağarcığımızda bir bozlak
Aşk ile düşmüştük yollara
Yüreğimizin kafesindeki yağmur kuşlarını
Salıverecektik maviler ülkesinin semalarına
Anadolu’nun kahrını bölüşürken
Fesleğen kokulu gecelerine sözlerimiz düşecek
Karanfilli bir çayın koyuluğunda
Dem tutacaktı içimizdeki memleket sevdası
Şiir şiir
Gelinlik kızlara kına yakıp
Damat halayı çekecektik
En ücra bir köy düğününde
Yağmur duasına çıkıp
Ayranımıza kuru ekmek doğrayacak
Bir tütün sarımı hayaller kurup
Dalıp gidecektik bozkırın sarı sıcağına
Öykü öykü
Çekilen acıları bir kirman da eğirip
Kökboyası ile en koyu maviye boyayıp ipimizi
Motif, motif sevda dokuyacaktık bir halıcı tezgâhında
Damağımızda şahadet şerbetinin tadı
Nöbet tutacaktık sınır boylarında
Analarımızın emeği
Yârimizin yarınları için
Aşkı arayacaktık
Bir kasabanın daracık sokaklarında
Kızılırmağın sularına karışıp
Vuslatın tadına varacaktık
Hırçın Karadeniz’in koynunda
En derin uykulara dalarak
Bir ömrümüzden bin ömür verip
Ter dökecektik bir sınav sabahında
Ve bir beyaz kâğıdın beyazlığına
Geleceğimizi çizecektik bir kurşun kalemin karasıyla
Türkü türkü
Bir lokomotifte makinist
Yedi kat yer altında madenci
Bir balıkçı takasında reis
Beyaza bulanmış saçlarımızla bir değirmenci
Belki bir sanat
Belki de her hangi bir meslek erbabı olacaktık…
Öksüz olacaktık yetim olacaktık
Ama her şeyden önce insan olacaktık insan
Ki olamadık
Oldurmadılar
Döne, döne yandık
Yana, yana döndük semahımızı
Ve o şehirde
Pirimin asılarak can verdiği o şehirde
Biz de yarınlara bırakıp davamızı
Kör bir temmuz akşamında
Yaratıldığımız toprağa dönüp yönümüzü
Yanarak, yakılarak yürüdük yolumuza
‘‘Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan’’ diyerek
5.0
100% (13)