2
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
531
Okunma

Georg Sverdrups Hus koridorlarında imparatorluğunu ilan eden mesai arkadaşım Anita’ya satirik güzelleme...
Anita, yıllar önce çalıştığım kütüphanenin arşiv bölümüne terfi ettiğinde, 60 yaşından sonra yüksek topuklu ayakkabılar giymeye başlamıştı. Gardırop odasına doğru ilerlerken geçtiği koridorlarda çınlayan o topukların sesi hâlâ kulaklarımda. Sonraları Danimarkalı amirimiz Espen, onu kütüphaneye girmeden önce kapıda ayakkabılarını değiştirmesi hususunda uyarmıştı:)
(Mesai arkadaşım ilk sene epey kök söktürdü bana, ancak tanımaya başladıkça kendine çeki düzen vermiş ve önyargılarından kurtulmuştu.)
tak
tuk
bir ilik çözüldü gökyüzünde
topuklarım konuşuyor sus lütfen!
bu bir tanrıçanın monoloğu
terrazzo zemin titredi
gözler dönüp bana çevrildi
"kim bu gürültüyle gelen?"
BEN
ikili bir ihtişam
hem 37 numara
hem de sonsuz ego
asansör mü?
hayır teşekkürler
kraliçeler basamakla tahta çıkar
kendimi görüyorum camlı bölmelerde
kendimi görüyorum
yani dünyayı
yani her şeyi
tak
tuk
her adımda bir CEO istifa ediyor sanki
borsa düşüyor ben yükseliyorum
omuzlarımda görünmez bir pelerin
yüzde yüz polyester
havası saf altın
Moltke Moes caddesinden geçerken
rüzgâr yaratıyorum
Polak bir seyyar satıcının
balonlarını uçuruyorum yanlışlıkla
özür dilemiyorum
tanrıçalar empatiyle değil etkisiyle anılır
ve sonra
sistre yapılmış eski parkede
bir çatlak anlık bir sendeleme
koca imparatorluğum
ayakkabının içinde yara bandına bağlıymış meğer
tak
tuk
tık
tuk
içimdeki iç ses
“belki de spor ayakkabıdır gerçek özgürlük!”
sustur onu
sustur
basıver turn off tuşuna
bugün iktidarın sesi göklerde
yarın alkışlar çınlayacak ayağımda!
/ yüRekTen
Ph. Georg Sverdrup Kütüphanesi