0
Yorum
6
Beğeni
4,5
Puan
137
Okunma
Bendim gözlerinin içindeki bir zamanlar, hatırlar mısın?
Aşkın içkisini yudumlamaktı tek arzumuz.
Sendin kalemin kağıda vuruşundaki o tarifsiz ses, umursar mısın?
Belki de sevdanın fikrini arardı amacımız.
Yazmak mıhlandı kaderime, düşürmemi bekleme benden.
Zira aklım esir alındı aciz kula olan sevgimden.
Haşa! Suretine kelam bulmayı dahi denedim.
Zira sözlerden değil anlamın, kalem ucundaki mürekkepten.
Kömürlerdeki alev tutuşmaya hasret yaşar cihanda.
Hayatın cilvesi biraz da aşkın yaratılmasında.
Görünenin ardındaki anlamı hiç düşündün mü ki sen?
Böyle bir aşkın anlamı, ancak Tanrı’nın katında.
Fikriyat çöktü artık, farazilik de ne demekmiş?
Zira hayaline ulaşmak, ölüme eşdeğermiş.
İlah, gözünün derinlerinde gizlenirmiş.
Lakin vazgeçtim, aşk ölüp de ölmemekmiş.
Her şey, her yerde, aynı anda var oldu aniden.
Bir mesaj bekledim, kağıdımı silah edenden.
Lakin sonuç yine düş kırıklığı oldu elbet.
Anladım ki derman gelirmiş seni sevenden.
Fakat tutku sevilmez köşesiz kâinatta.
Hakikat varlıklarda değil, onların anlamlarında.
Sevgi de eşdeğer olmuş hakikate ansızın.
Lakin asıl hakikat Yaradan’ın katında.
Delirmek iyidir bazenleri, insanlığını hatırlarsın.
Aklın bulandığı vakitler daha net hatırlarsın.
Var olmak ve hakikat paralelse eğer.
Hakikatteki delileri seyre dalarsın.
Hayatın cilvesi tükenmez görünende.
Eşref-i Mahlukat illaki bulur bir değer, yaşamın tam gözünde.
Fakat eşreflik biraz havada kalıyor sanki değil mi?
Zira insanın dahi izi var kederlerin özünde.
Hayat devam ediyorsa eğer, bitecektir elbet değil mi?
Yürünmesi gereken yolla yürünen aynı değil mi?
Yürümeyi nereden bilirim ki ben? hayalde yaşarım artık.
Şu gözlerinin tam içindeki, yoksa sevgi değil mi?
5.0
50% (1)
4.0
50% (1)