0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
71
Okunma
Gurûb vakti gün batıyor, çocuk yavaşça dalıyor
Uzaklardan akşam kuşlarının yorgun uykulu sesi geliyor
Hiçbir şeyi duymaz artık çocuk, hiçbir sesi
Sanki çağlar, adeta yüzyıllar geçmiş gibi
Uyanıyor bir an, karınca hala dalı aşamamış
Bir yıldız yağmuru mu bu, yürekler yanmış
Şöminede dalgalı alevler, dilleri sararmış
Bir güney rüzgarı, bir viyola d’amour sesi
Gecenin içinde hülyalı seslerin iniltisi
Başkalarının kötülüğünü ilk kez hisseden çocuk
Emsalsiz bir acı bu, yapayalnız bırakan, buruk
Bütün benliği sarsılmış, topyekûn bir yıkılıştır bu
Akşamın telaşlı sesleriyle yankılanır ufuk
Zifiri gecenin bağrında gittikçe koyulaşır karanlıklar
Sesler... derinleri, tizleri, tınlayanları var
Bir ses olmadıkça yankılanıp dururlar
Düşlerle dolu durgun parçalar, pırıltılı tınılar
Hep gölgelerde gizleniyor esrarlı varlıklar