0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
110
Okunma
Gardaş der, yürekten haykırır.
Yiğidin sözüdür, dağa taşa yazılır.
Eğriyi görse, ağzını burnunu yamuldur.
“Dadaşım gardaş, korkmam vallah!”
Yayla görmüş, karla yoğrulmuş beli,
Başı hep dik olur, sivridir dili.
Kavgada geri vites yapmaz, hep ileri,
“Kimseye eğilmem, Erzurumluyam gardaş!”
Çarşıda pazarda alım satımda,
Yollara düşer, Allah der her adımda.
Kadayıf yer, Gıtlama çay tadında,
“Dik dururum gardaş, Erzurumluyam ben!”
Oltu taşı gibi siyah gözleri,
Gönül ehli, ama serttir sözleri.
Derman olur dostun, şifadır sesi,
Sözüm sözdür, Erzurumluyam ben.
Sabahları tandırda pişirir lavaş ekmeği,
Yanına koyar güvertilmiş peyniri ile tereyağıni.
Bir de yanında olursa pişi ile su böreği,
Deme keyfime, Erzurumluyam gardaş!
Pasinlerin meşhurdur kalesi,
Tarlada yetiştirirler kartolü.
Yol kenarından geçer Aras Nehri,
Ben Nene Hatun’un torunuyum gardaş!