0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
135
Okunma
NA’T-I MUHAMMEDÎ- 1
Yardan feyz almaz ise yürekler olur harâb,
Gönlüm solgun bir çiçek, aşkınla olur şitâb.
Nûr-u Muhammed’le ben deryâlara varan mâb,
Sensiz bir ân geçse cân, kalmaz o cânı tab.
Gönlümde yandıkça aşk, gülzâr olur her diyâr,
Seninle gül eylenir, sensiz ise her bahâr,
Çöle döner kalbimiz, aşkınla olur bahâr,
Mecâz değil bu sevda, aşkındır en pâk şâr.
Cibrîl-i Emîn gelir, tâcınla döner semâ,
Hûriler okur salât, seninle olur duâ.
Lütfunla can buluruz, aşkınla olur şifâ,
Seninle huzûr bulur, cân u gönülde safâ.
Medhinde kalem kırık, lisan olur lâl hemân,
Ne gam ki cismim harâb, aşkınla oldum nihân.
Adını anmak bana, cihânda en büyük cân,
Habîb-i Kibriyâ’sın, şefâatin nûr-ı cân.
Kandil olur her gece, ism-i şerîfin okunur,
Sînelerde aşk ile her dem elifler dokunur.
Sana gelen her niyaz, arş-ı alâya konur,
Senin aşkınla gönül, gamdan ve dertten korunur.
NA’T-I MUHAMMEDÎ- 2
Mekke’de doğan nûr-i şems, zulmeti deldi gece,
Kâbe secdeye vardı, sarsıldı küfrün içe.
Putlar yerlere düştü, inkâr çöktü biçâre,
Âlem sevince gark oldu, zîrâ geldin sen yüce.
Yetim idin, lâkin Rab seni etti ihyâ,
Zehre Ana ağlarken yazdı seni Mevlâ.
Amine nûr doğurdu, mahlûkat dedi: “Hüsnâ!”
Yüzündeki tecellî âyât-ı Rabbânîâ.
Bir ümmetin feryâdı, içre saklı her hece,
Sen bakınca gönüller yumuşar olur ince.
Taş seni anınca ağlar, ağaç gölgelik seçer,
Cânlar feda yoluna, ümmetin sana muhtaç hece.
Sıdkınla bezendin hep, hak üzere oldun rehber,
Hicrette mağarada dostunla oldun beraber.
Yâr sana “La tahzen” derken semâya aktı seher,
Yusuf’un güzelliği sende olurdu meğer.
Veda hutbesi gibi, sözlerin haktır heman,
İlminle aydınlanır, her diyar her zaman.
Seninle dirilir hak, senden uzaksa viran,
Sünnetin nur yoludur, cânı cânân eyleyen.