9
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
468
Okunma

(2008 yılından beri Türkiye’de 5262 kadın cinayeti işlenmiştir. (anitsayac.com/) Masum, koruyamadığımız, bir yere sığdıramadığımız en az 5262 kadın. Bu utanç hepimizin… )
I. / MELTEM -Sevginin Mülkiyeti
(17 yaşındaydı. Okula giderken öldürüldü.)
Dilinde tuzlu bir pas tadı var bu şehrin.
Ben, sabah servisini beklerken düştüm yere.
İlk haberlerde adımı yanlış söylediler.
İkinci haberlere, hiç geçmedim bile.
Ama mahalleli biliyor;
Ben o sokaktan sağ çıkamadım.
Gözlerimde
Kendi ismini görmüştü katilim.
“Sen benimsin!” dedi,
Sesimi çıkardım…
Bu yüzden öldüm.
Bir mülkiyet meselesi sanıyordu sevmeyi
Çünkü erkekti...
Zaman akıp geçti ve ben dondum zamanda.
II. / NURCAN -Annelik ve Kırılganlık
(İki çocuk annesi. Eski eşi tarafından öldürüldü.)
Sence bir kadın, öldürülmeden önce
en çok neyi düşünür?
Ben çocuklarımın okul formalarını düşündüm.
Yarın kahvaltılarını kimin hazırlayacağını…
Benden sonra onlara ne olacağını…
Sonra, az sonra yok olacak olan ben’i düşündüm.
Ya sen ne düşünürdün son anında ?
Anlat bir ara kendine , korkma…
Bir fincan vardı elimde.
Rujum bardakta iz bırakmıştı.
Saç tokam mutfak masasında kaldı.
O gece ölüm, evin en sıradan köşesindeydi.
Ben çığlık attım.
Ama siz duymadınız.
Zaman akıp geçti ve ben dondum zamanda.
III. / CANAN -Adaletin Kravatı
(Üniversite öğrencisiydi. Sokakta katledildi.)
Bir hâkim karar okudu bugün:
“İyi hal indirimi...”
Ceket giydi diye,
Bir de kravatı var diye.
Çok efendiymiş duruşma boyunca.
Ben çırpındım.
Ama yeterince “uslu” ölemediğim için mi ?
Bunun için mi , ben suçlu sayıldım?
Söylesene ; bir beden, kaç paragrafa sığar?
Ya benim bedenim kaç sayfa yer tuttu adliyede?
Ve susturdular annemi.
“Adalet yerini buldu” dediler.
Mezar taşıma yazdılar;
“Canana kıyılır mı?”
Zaman akıp geçti ve ben dondum zamanda.
IV. / AYCAN- Kayıp ve Işık
(16 yaşında, kayıp ilanı bile geç verilmişti.)
Tarih kitaplarında bize yer yok.
Ama yanan saçlarımın kokusu,
Birer dipnot gibi sinecek her sayfaya.
Kayboldum sandılar.
Aslında saklandım.
Bir dolabın içinde.
Günlerce bulunmadım.
Tanıklar vardı.
Ama gözlerini kaçırdılar.
“Biz bir şey duymadık” dediler.
Oysa susmak,
En acımasız silahtır.
Ve bana en son kim baktı biliyor musun?
Kapının altından gelen gün ışığı.
Zaman akıp geçti ve ben dondum zamanda.
V. MERAL- Korkunun Evi
(43 yaşında. Boşanmak istediği için öldürüldü.)
Ben ona sadece
“Gitmek istiyorum” dedim.
Yemek masasında, çocukların önünde.
Cümlem yarıda kaldı.
Çatal elimden kaydı.
Korku sandığınız gibi aniden gelmez.
O, yıllar boyu usulca birikir.
Gazete manşetinde
"Yine bir kadın cinayeti" diye geçtim.
Yine.
Yine.
Yine.
Kimin “yine”siydim ben?
Zaman akıp geçti ve ben dondum zamanda.
VI. HANDE -Kimliksizliğin Bedeli
(Trans kadın. Sokakta öldürüldü, kimliği kabul edilmedi.)
Benim ölümüm bir suç değilmiş.
Öyle yazdılar.
“Yaşam tarzı yüzünden provoke oldu.”
Kendi adımla anılmadım bile.
Gazetede, eski ismimle geçtim.
Devlet beni yaşarken de tanımadı,
Öldükten sonra da kabul etmedi.
Sokakta yattım saatlerce.
Polis şeridi bile çekilmedi.
Görenler, “temizlenene kadar” yolunu değiştirdi.
Ben hâlâ oradayım.
İsimsiz.
Kimliksiz.
Kayıtsız.
Zaman akıp geçti ve ben dondum zamanda.
VII-ESMA – Sistematik Ölüm
(29 yaşındaydı. Sığınma evinden çıktıktan üç gün sonra katledildi.)
Sığınmıştım, evet.
Ama saklanamamıştım.
Üç gün.
Üç kısa gün.
Ve sonra yine o sokak,
Yine o adımlar…
O beni buldu.
Devlet bulamadı.
Sığınmak yetmedi;
Sistem beni teslim etti.
Adım Esma.
Kayıt numaram var,
Ama korunma hakkım yoktu.
“Somut tehdit yok” dediler.
Somut bir ceset oldum sonra.
Zaman akıp geçti ve ben dondum zamanda.
Başka hiçbir yere sığmayacak dize :
Ve kadınlar susmazlar aslında,
susturulurlar.
Bunu not edin defterinize.
Rengârenk kalemlerle.
Her harfini kazıyın içinize.
Ama diyorsan ki sen;
“Tanrı erkekleri affeder”
Tanrı bile utanır senden.
5.0
100% (16)