Yaşamak, kara bir kalemin ucu!
Yaz, yazabildiğin kadar şairim.
Sevene ömürmüş aşkın orucu,
Yaz, yazabildiğin kadar şairim.



Karanlığa uzak, ışığa yakın,
Sel olsun sevgiler, aşk akın akın.
Hece hece süslen, imgeler takın,
Yaz, yazabildiğin kadar şairim.



Mutluluk silahsa, çek tetiğini!
Kanundu, kuraldı, boz etiğini!
Sevgiyle arayıp ruh yitiğini,
Yaz, yazabildiğin kadar şairim.



Bülbülün sesiyle gül mavisini,
Hicranın şiirle tedavisini,
Saygının hası, dostun kavi’sini,
Yaz yazabildiğin kadar şairim.



Selamlayıp talih ve kaderini,
Her daim aklında tut rehberini.
Yusuf da Züleyha görüp yerini,
Yaz, yazabildiğin kadar şairim.



Tenin beyazını, dudak alını
İmdadına çağır, kahve falını!
Cennetle ölçerek dünya malını
Yaz yazabildiğin kadar şairim



Özgürlük aşkıysa en kutsal dava,
Sonsuz bir nimetse aldığın hava,
Soysuz fitnesiyle çıkmadan ava,
Yaz, yazabildiğin kadar şairim.



Törpüle nefsini, yurdunu tanı.
Bir köşeye not et, vatan satanı.
Her an anıp mavi gözlü atanı,
Yaz, yazabildiğin kadar şairim.



Çiçek de domates, tefek de bakla.
Savun düşünceni, inançla, hakla.
Dününü baskı, bu günü yasakla,
Yaz, yazabildiğin kadar şairim.



Günle, ayla, yılla tarihle çağla.
Yetişkince düşün, çocukça ağla.
Yaşanan halleri, gerçeğe bağla,
Yaz, yazabildiğin kadar şairim.



Bazen hayıflanıp, bazen gülerek,
Nokta lazım ise, virgül de gerek.
Gölgene bakıp, ben kimim diyerek,
Yaz, yazabildiğin kadar şairim.



Fitneyle besleyip, gönül suyunu,
İntikam uğruna, aşma boyunu!
Sevgiyle süsleyip, güzel huyunu,
Yaz, yazabildiğin kadar şairim.



Aşk mevsim-i bahar, kıştır Efkar’ı!
Hak böyle emretmiş, yoktur tekrarı!
Sözde hakikati, özde ikrarı,
Yaz, yazabildiğin kadar şairim.



Yetim hallerine, öksüzlük ekli,
Belki kasketlisin, belki etekli.
Ayyuka çıkmadan, aklının şekli,
Yaz, yazabildiğin kadar şairim.