3
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
577
Okunma
"Mezardan çıkmanın bir yolu olsaydı
Silkelerdim üzerimden defterin toprağını
Anla burası benim mezarım"
Arafta kalan ruhun buz tutmuş nefesiyle
Mezarlığımı arada adımlayan
Hayaletin ayak izi
Her gelişin
Taş yığınına yas rengi düşüren
Ayak seslerin
Kırık plaktekerin hırıltısı gibi kesik kesik
Rüzgarla savrulan ağıt şarkısının
Yankısı kadar buhran kokulu
Nemi kurumayan küflü toprağın fısıltısından
Çürüyen sessizliğin ağır perdesinin ardından
Seslenişimi
Duymak mı istiyorsun
Yoksa bu soğuk ve yabancı taşa
Paslı zincirlerle örülmüş
Vicdanın mı sürüklüyor seni
Kulak ver
Kızıl lekesi solmuş
Kanayan yarayı andıran toprak gülüne
Çöl rüzgarlarının çatlatıp kuruttuğu dudakları
Ne diyor
İyi dinle
Senin zehirli ellerinle dikildi
Bu kanayan çıban ruhuma
Sen sen diye dilenirken
Dikenleri ruhuma saplandı
Gazel türküleriyle değil
Acı çığlıklarıyla
Kurumuş kemiklerimden sızan bu feryadı
Toprağın zifiri karanlığından
Ölümün soğuk nefesinden
Duyabiliyor musun
Sabah güneşi gibi
Üzerime doğsun istediğim gözlerin
Mezar taşı gibi gözlerime dikildi
Baktıkça mum alevi gibi söndüm
Akışına kapıldığım sözlerin
Paslı testere gibi kesti umutlarımı
Yuttukça akışsızlığı
Bataklığa saplandım
Her gün biraz daha öldüm
Sessizliğin kefeni
Tenime yapışan soğuk yılan derisi
Sardıkça boğuldu nefesim
Yaşamın son kıvılcımı söndü dudaklarımda
Ey solgun yüzlü
Taşlaşmış toprağın ziyaretçisi
Bu sessiz mezar
Kalbinin sadece aynası şimdi
_beyhude
5.0
100% (6)