(...)


Gözlerimi açtığım her an
Senin denizinde yıkanıyor ruhum


Dipsiz kuyulardan süzülmüş
Bir fısıltı düşüyor içime
Aşkın nefesi bu
Dedim ve dokundum dudaklarına


Parmaklarımda saçlarından ıslanmış rüzgarla
Bendini yıkan su olup çoştum sana


Vuslata dönen her şafakta
Hasretimsin
Yeniden içim sana doğdu
İçim seni doğurdu göğsümün gök tavanında


Gece avcısı bakışlarımla
Seni buldum en gizli gölgelerde
Dokundum gece tenine
Kokladım varlığını
Bilmediğim yollarda
Yokladım adını


Düşünceye yer olmayan zamanları
Susturdum
Dudaklarıma şiir diye seni sızdırdım
Canıma sızan su sızım
Sen
Beklemediğim en kalabalık limansın


Islak bir dokunuşla aş yüreğimi
Önce sesime işle
Sonra kanıma
Ciğerlerimden her hücreme ak
En iyi bildiğin adımlarla
Adımla içimi
İçimdesin
İçimsin
Derinlerime es veren adının
Mühründe parmak izin


Yokluğunun soluk kestiği yokuşlar
Seninle düzlük
Seninle ebedi bahar
Bendensin
Tenimsin
Ruhumun aynasından gül saçan gülüşlerimdesin
Canımsın
Kanımsın
Varlığımın özündesin


Vuslatın yıldızlara uzanan gölgesinden
Topladığım sessiz cümleler var kalbimde
Yüreğine düşüşüm
Bir nehir yatağına sızış


Sardın beni sen yaralarımdan
Gözlerini içtiğim
Adım
Nefesi kokum olanım
Damarımda gezen efsanemsin


Sakladığım tüm şelaleleri
Kuru dudaklarına akıtmama izin ver
Rüzgardan hafif
Kumdan narin
Damlasın bir an


Yüreğimin sonsuz ıslaklığıyla
Avuçlarım yüzünde gezinsin
Boynuna bir ben bırakayım
Omuzlarına nefes
Parmaklarım bileklerinden akıp
Teninde yitip gitsin


Bilirsin
Hiç duymadığın sözlerle fısıldarım sana
Olmak istediğim kadar
Sevmek istediğim kadar
Ateşim parmak uçlarımda
Tutmak istediğin kadar


Varlığımı kokunda eritmek istediğin kadar
Tuz


(...)


_beyhude