11
Yorum
51
Beğeni
5,0
Puan
781
Okunma

Gittiğinden beri şehir sırtını döndü sokaklara
Kaldırımlar ayakkabılarını unuttu
Dudağımda yarım kalan bir gel
Gel de tamamlansın
Uçurum gibi gökyüzünde asılı duran duam
Senin olmadığın yerlerde rüzgâr bile yorgun esiyor artık
Gölgem sessizliğin süretine benziyor
Ben ise çay bardağının dibinde kurumuş bir duayım
Dilin değmediği kelimeleri suskun
Bir gün döner misin bilmiyorum
Hangi mevsimle gelirsen gel kabülum
Kış da olsan üşümem
Çünkü sen içime karlar yağarken gitmiştin
Şimdi her gün cebimde unutulmuş bir mektup gibi adı okunmamış vedalar taşıyorum
Fotoğrafların eskise de yüzün eskimedi içimde
Çerçevesi kırık bir bakışın içinde hâlâ gülümseyen bir yolcu
Adını düşlerime çağırıyorum
Rüyalar bile adresini soruyor.
Sanki senin olmadığın sabahlarda güneş doğmamaya yeminli
Sabaha besmele diye adınla başlamadığım gün yok
Ne zaman adın geçse metruk tapınaklara döner yüreğim
Dokunsan taşları yıkılacak
Kalbimde yerin hâlâ bir yara
Orası kimsesiz bir mezar şehri
Biliyorum ki
Ne yazsam senin için eksik kalacak
Çünkü bazı yokluklar şiiri bile susturur
5.0
100% (13)