Vaz’ı ölüm dünyadan haz, alan ile dostluk olmaz
Vakt-i salâ(h) şeytana saz, çalan ile dostluk olmaz


Can emanet us bir ölçek, solar birgün her gül, çiçek
Ömür üç gün ölüm gerçek; yalan ile dostluk olmaz


İnsin hâli bir muamma, Hakk’a şaşı, aşka âmâ
Her mahlukta can var amma; yılan ile dostluk olmaz


Sözün kemi kal hükmünde, hoş muhabbet bal hükmünde
Şaki gülsüz dal hükmünde; solan ile dostluk olmaz


Gailesi haz gafile, mahşer bahsi boş, nafile
İşkembesi haram ile, dolan ile dostluk olmaz


Her zerrede O Bir’den iz, görmeyende kibirden iz
"Ben" girdaplı derin deniz; dalan ile dostluk olmaz


Kâr saydıkça dil gıybeti, kanlı dişte kardeş eti
Yüreğinden merhameti, silen ile dostluk olmaz


Hayli yakın derken huzur, sinelerde yıkılmış sur
Nefse uyup dinde kusur, bulan ile dostluk olmaz


Aynı beden farklı hırka, takılmayız soya, ırka
Milletimi garba, şarka; bölen ile dostluk olmaz


Canlar verdik çok mayına, hoş görümüz yok hayına
Aklı varken hep oyuna, gelen ile dostluk olmaz


Can yakarken cevr-ü cefa, arsızlıktır zevk-ü sefa
Boş kelamı ahde vefa, bilen ile dostluk olmaz


Asır arsız an kusarken, yaz güneşsiz tan kusarken
Gazze halkı kan kusarken, gülen ile dostluk olmaz


Mecit Aktürk