7
Yorum
32
Beğeni
0,0
Puan
686
Okunma
"bir deniz gibisin resimlerde"
kafamı çarptığımda kokunun asılı kaldığı çiviye
dilim tutuşur şuuraltımın sönmez alevinde
hatırını çakıl taşlarıyla saymış ellerim
çoktan vurmuş rüzgarın fırçasına
belimden düşen sancılar
kanla yuğulmuş tepelerin ipini çekerken
güneş kırımlı bir atlının
üzengisine çarpa çarpa
saçlarını yolmakta
boyumdan büyük fidanlara
kırılmış tellerinin hasretiyle sazımın
su ektim
bir dişinin doğurganlığıyla
taşarken göğsümdeki ürperti
suyun ve yosunun kaybedilmiş arığında
yüzsüzce bulandım aşka
duydum ardım sıra
yağmura vurulmuş öfkelerin kırbacını
duydum ellerimin sahip çıktığı
köprü altı yetimliğini
sonra
mektupları kendime yazılmış gibi
üstüme alındım
zeynoya yazılmamış gibi düşledim
mektuplar kendime yazılmış gibi
senin yerine sevdim kendimi
bir hindiba gibi savruğum şimdi
ya durgun bir gölün sularına gömüleceğim
rezil rüsva bir anlamsızlığın eşiğinde
ya dağları aşıp takılacak kanadım
acımasız kara bir çalıya
üstelik alınganlık da tavan yapmış olacak
gecenin yüzünü yüzümde karartacağım