Yaşamında öteki kişilere ulaşabildiğin anlar, bir ormandaki kuş ötüşleri gibi olacak... uzaklardan gelip geçerken, kısacık bir süre yapraklarda yankılanacaklar o kadar. orman bütün sessizliğiyle yine yalnız duracak orada... ı.kant
Yazan Adam
Yazan Adam

REQUIEM SENFONİSİ

Yorum

REQUIEM SENFONİSİ

( 11 kişi )

6

Yorum

29

Beğeni

5,0

Puan

215

Okunma

REQUIEM SENFONİSİ

REQUIEM SENFONİSİ

"Requiem Senfonisi" ile deneysel ve senfonik bir şiir denemesi amaçladım. Müzik ve şiirin sınırlarını keşfeden, seslerin ve kelimelerin iç içe geçtiği , ritmik dalgalanmalar ve gotik imgelerle okurunu şiirsel bir senfoninin içine çekmeyi amaçlayan bir yolculuk...

I. Kırık Melekler ve Taş Medeniyetler

İlk Işık:

Sisle kaplı bir iskele. Deniz usulca soluk alıyor.
Arka planda sönmekte olan gaz lambaları,
birer hayalet gibi titriyor.

Yavaş bir vals gibi:

Kırık taşların üzerine düşen adımlar,
yağmurun teninde bıraktığı eski öpücükler gibi.
İsmini unutan bir şehir var burada.
Sakallarında paslı zincirler taşıyan heykeller
duvar diplerinde sessizce çürüyor.

Yükselen Perspektif:

Zaman, devrilmiş bir şamdan gibi,
eriyen mumlar arasında kendini unutur.
Gecenin içinden geçen çocuklar,
rüzgârda bir harf gibi silinmeye yatkın.
Ve liman, eski bir şarkının
unutulmuş notalarıyla inliyor.

Gizli İzler:
Sıyrılan bir bıçağın parıltısı gibi
sokak lambalarının altında
kendini kesiyor kelimeler.
Gerçeklik İçindeki Hayal:
Tarih, rüya içinde rüya gören
sarhoş bir adam gibi,
kendi ismini hatırlamadan yola koyuluyor.

II. Siyah Atlas ve Mühürlü Kelimeler

Sonsuz Okyanus:

Loş bir pasaj, tavandan damlayan suyun sesi.
Islak kaldırımlara yansıyan neonsu hayaletler.
Sokak, eski bir sinema perdesi gibi yırtık.

Ritmik kesitler:

Üç çarpı iki adımda, bir cellat sigarasını yakıyor.
İki çarpı dört sessizlikte, duvarlardaki gölgeler uzuyor.
Şehir, sol anahtarını kaybetmiş bir senfoni gibi.
Ve ayak bileklerine dolanan eski harfler,
birkaç yüz yıl önce susturulmuş bir mahkemenin
mühürlü sandıklarında bekliyor hâlâ.

Sonsuz Hüzün:

Tepeden aşağı kayıyor görüntü,
taş duvarlara oyulmuş yarım bir dize beliriyor:
"Bütün yollar karanlıkta kaybolur."

Yerçekimi:

Bir hançerin ucunda parlayan sessizlik gibi,
gecenin kirpiklerinde titriyor şehir.
Ve kelimeler, ıslak bir kaldırımdan
yerçekimine teslim olup düşüyor.

Rüzgar:

Rüzgâr, tarihî bir mahkeme kararını
ters çevirip, yok ediyor.
Ardından, her şey kararıyor.

III. Yarım Kalmış Requiemler ve Çatlak Camdan Kuleler

Zamanın İki Yüzü:

Gecenin ellerinde un ufak olmuş eski bir şarap şişesi.
Bir çan kulesi, paslı sesini içimize döküyor.
Sis, yırtık bir perde gibi dalgalanıyor.
Ve duvar diplerinde uyuyan kimsesizler,
zamansız bir fırtınanın boşluğunda kayboluyor.

Fırtına İçinde :

Şehirde unutulmuş bir piyanonun
çalınmayı bekleyen tuşları gibi bekliyor sokaklar.
Binalar, kör kemancıların gölgesine sığınıyor.
Paslı raylarda yankılanan bir adım sesi,
kapanmayan bir yaranın
ritmik çırpınışı gibi yankılanıyor.

Arayış :

Kim yazdı bu şehri?
Hangi eller mühürledi caddeleri?
Hangi eski alfabe, şimdi sokağın taşlarına kazındı?
Burada her şey yarım, her şey eksik,
ve hiçbir saat, zamanı tam göstermez.

Keskin bir duraksama:

Gece, kendi üzerine kapanıyor.
Bir bıçak gibi ince, bir çığlık gibi soğuk.
Ve rüzgâr, terk edilmiş tanrıların
boş ellerinden düşen eski madeni paralar gibi,
şehrin içine saçılıyor.
Her biri çatlatıyor camdan kuleleri.


IV. Ters Akorlar ve Gizli Kitabeler

Çözülmeyen Dönüş:

Bir mezar taşına kazınmış eski bir nota.
Kırmızı mürekkeple yazılmış unutulmuş mektuplar.
Sokaklar, ayak izleriyle dolu ama kimsesiz.
Bir ressamın elinde yarım kalan portreler gibi
duvarlar da eksik.

Yıldızın Kayışı:

Şehir, kendi yankısında boğuluyor.
Paslı bir anahtar dönüyor,
ve ağır bir kapı aralanıyor.
İçeride hiçbir şey yok.
Sadece duvar diplerinde,
terk edilmiş alfabeler uyuyor.

Karanlık zamanlar:

Bir mahkeme kaydı, yarım kalmış bir manifesto,
bir çingene kadının elinde unutulmuş tarot kartları.
Şehir, tek gözlü bir filozof gibi sokaklarda dolaşıyor.
Ve kaldırım taşlarının altında
siyah-beyaz sessizlikler yatıyor.

Boşlukta akış:

Gölgeler, şehrin yüzüne kapanıyor.
Bir sokak lambası patlıyor.
Ve gece, tekrar başlıyor.




V. Kumdan Saatler ve Paslanmış Düşler


Soğuk Yalnızlık :

Bir kum saati, tersten akıyor.
Gece, yeryüzünün derinliklerinden çıkmış,
kaybolmuş bir güneşin izlerini arıyor.
Taş sokaklar bir labirent gibi birbirine dolanmış,
her köşe başında unutulmuş cümleler yatıyor.

Yalnız Akor:

Bir zamanlar konuşan duvarlar şimdi suskun,
ve kaybolmuş ayak izleri denizde boğulmuş.
Paslanmış bir gemi enkazı,
denizaltında uyuyan bir kralın tacı gibi
sessizce dinleniyor.

Rüzgarın Fısıltısı:

Eski bir kitap sayfasında kalmış gölgeler,
rüzgarla dağılan kum taneleri gibi
geceye karışıyor.
Bir sokak lambasının altında çürüyen güller
kendi isimlerini fısıldıyorlar.

Tekrar:

Boş meydanlar, taş banklar.
Köşelerde birikti gözyaşları.
Her şey bir simülasyon gibi,
her şey tekrar tekrar yaşanıyor.
Ve zaman, kanatları kesilmiş bir kuş gibi
uçmaya çalışıyor, ama düşüyor.

VI. Kayıp Zamanın Notaları ve Paslı Kelimeler

Kayboluş:

Bir kilisenin çan sesi uzaktan yankılanır,
ama hiç kimse duymuyor.
Zaman, sanki bir taşın üzerinde yosun gibi büyüyor.
Ve paslı harfler yavaşça siliniyor,
hiç var olmamış gibi.

Farkındalık:

Bir kitap, ortasında kalmış bir sayfada
sessizce yanmaya başlar.
Kelime kökleri, toprağın altına gizlenmiş
yaralı bir kalp gibi çürüyor.
Ve bir sokak köşesinde,
paslanmış bir müzik kutusu dönmeyi bırakıyor.

Girdap:

Her şey tersine akıyor:
Nehirler geriye çekiliyor,
şehrin damarlarında tuz kuruyor.
Bir gece vakti, rüyalardan doğmuş
bir kâbus gibi sarmalayan sesler duyuluyor.
Ve gölgeler, yavaşça dağılıyor.

Yansıma:

Bir eski tren istasyonu
ama trenler çoktan gitmiş,
sadece raylar kalmış, pas içinde.
Ve rayların üzerinde unutulmuş bir valiz
sessizce bekliyor.

Yok oluş:

Gece, gözlerimizin önünde
yavaşça sönmeye başlıyor.
Şehir kendi içinde eriyor,
kelimelerden sıyrılıp, sonsuz bir karanlığa gömülüyor.

VII. Mührün Bozulduğu An

Karanlık:

Bir mum söner,
ve karanlık her şeyi yutmaya başlar.
Şehir sessizce soluk almayı keser,
ve zaman birden durur.

Zamanın Ötesi:

Bir gökyüzü, çıplak ve soğuk,
gecenin en karanlık noktasında parçalanır.
Şimdi sadece sessizlik konuşuyor.
Sanki tüm notalar kırılmış,
her melodi yok olmuş.

Aydınlık:

Bir şimşek çakar,
ve bu eski dünyanın kapıları
bir daha açılmamak üzere kapanır.
Bir hançer gibi keskin, bir yıldırım gibi hızlı.

Son Cümle:

Gölgeler erir, şehir un ufak olur,
kelimeler yeryüzüne düşüp toza dönüşür.
Ve gecenin ortasında,
boşlukta yankılanan sadece bir tek cümle kalır:
"Hiçbir çiçek, ölümün bahçesinde açmaz."

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (11)

5.0

100% (11)

Requıem senfonisi Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Requıem senfonisi şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
REQUIEM SENFONİSİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Oğuzhan KÜLTE
Oğuzhan KÜLTE, @oguzhankulte
21.2.2025 18:52:25
5 puan verdi
Muhteşem bir dizeler örüntüsü, yankılanış, anlatım gücündeki ustalık ve bambaşka bir deneyimle de ortaya çıkan özgünlük. Alkışlar size değerli üstadım. İlhamınız daim olsun. Saygı ve selamlarımla.
Kyle-
Kyle-, @Kyle-
21.2.2025 15:46:24
yudum yudum şiir...
ASIKLUZUMSUZ
ASIKLUZUMSUZ, @asikluzumsuz
21.2.2025 12:34:23
5 puan verdi
Şiire, güne, dosta merhaba
Eser güzeldi, değerli dost
Biz de okuduk ve kutladık yürekten, yalansız ve riyasız
Gönlün abat olsun, tüm şiirlerin benzersiz olsun
Allah'a emanet olasın, şiirle, sevgiyle ve de sağlıcakla kalasın
mehmetmacit
mehmetmacit, @mehmetmacit
21.2.2025 12:24:41
İyi bir gözlem ve yerinde anlamlı betimlemelerin dans ettiği farklı tonda bir şiir veya birkaç şiir. Tebrikler usta
EŞREF ZİYA
EŞREF ZİYA , @esrefziya
21.2.2025 11:52:12
Merhaba değerli üstadım
Ben yorum özürlüyüm. Öyle uzun uzadıya pek şiirlere yorum yazamıyorum.
Lakin ansiklopedi dolusu bilgiyi barındırıyor ustaca yazılmış şiirleriniz , tebrik maksatlı bir şeyler yazmadan geçmek istemedim.
Zaman zaman okurum şiirlerinizi
Feyz alınması, gıpta edilmesi gereken üstadsınız.
Tebrik ediyorum


Esenlik ve huzurla
Gümüş kalpler
Gümüş kalpler , @gumuskalpler
21.2.2025 08:10:03
5 puan verdi
Bir gün bir şehir kıyameti kopar
Taşları yerinden oynatarak,
Güneşin batısından doğan bir ses uyanır
İklimler çoğalır bir anda
Okyanuslar yanaşır kıyıya batmış bir gemi gibi
Kelimeler uçuşur havada, şiirle kanat çırparak
Takı güneş karanlığın içinde kaybolanana kadar

Durulur sonra herşey eskisi gibi
Ve insan kendini ruhuna geri döner
Müziğin bittiği yerde

Bu şiir ve müzik bir dalga ile ilham benliğime düşü verdi bir anda
Yüreğinize sağlık
Kaleminiz çok güze yazıyor
Saygılarımla



© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ