9
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1197
Okunma
Değmiyor şehrin bakışları bakışlarıma
Çarpışıyor üzerime düşen öfke yağmurları
Bir ayaz hakim olduğundan beri geceye
Yerleşti sensizliğinde yüreğime
Kulaklarımı kesen bir yalnızlığın uğultusu
Ne yapsam değmek bilmiyor ellerime
Mavilere uzanan kırlangıç tebessümleri
Gittikçe uzuyor kelimelerim
Gittikçe üşüyor bedenim
Üşüyorum
Isıtmıyor hiçbir menekşe alevi
Sensizliğin buz kestiği yüreğimi
Koyu eflatun bir tebessüm yerleşiyor
Aynanın simetrisine yansıyan yüzüme
Bedenim hangi sol yanına dönsem
Beliriyor son tümcelerin dilimde
“sıkı giyin üşürsün dışarıda”
Yüreğin avuçlarımda yanıyor biliyorsun
Şehir seni kıskanıyor bilmiyorsun
Ben konuşuyorum şehir dinliyor
Şehir konuşuyor ben dinlemiyorum
Bencilliğim hat safhalarda.
Tıkıyorum kulaklarımı
Karacanın tiz çığlıklarına
Bir tek senin sesin çarpsın istiyorum
Soğukta titreyen örs ve salyangozumda.
Erguvan çiçekleri açmayacak
Toprağa düşen cemrenin hüznünden belli
Nilüferler açmayacak nehir yataklarında
Suya düşen cemre çoktan öldü.
İki günlük sakalımda beliriyor
Yokluğunla ısınan yağmurlarım.
Yüreğin.
Avuçlarım.
Yanmak.
Anladın değil mi?
Yüreğin avuçlarımda yanıyor
Şehir sana gıpta ile bakıyor...
leyl u nehar