4
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
426
Okunma
Dünkü sağanaklar her vakit ışık
Güneş sağ omzunu düşürdü
İkindini kazaya bırakma
Gözden düşen damla suyun diyeti
Kordan vadiye ırmak olmaz bakarsın
Sisli gözlerin taşlardan ağır çektiği
O son tartım da
Mizan çölünde kervansız başlar
Algıların makiliğinde tutarsız yangın
Bir orman sevabını yaşatmak
Hep sonradan gelir aklımıza
Her birey inanır özünde bir ulu geleceğe
Kanıt silik bir parmak izi olsa da
O şamanı çözüp getirirler şimdi
Kuru dalların rengarenk çaputlarından
Duası yaşlı kadın kurşun döker
Çocukların geceli korkularına
Zaman evrilir, eller daha yükseğe
Dağlar yerinden oynar, gök menzilden
İnsan yetişemez kendine
Önce insan ol derler ardından kul
Duyumsarım o özgürlüğü bilirsin
Güneşler giysileyen o siyah örtülü yer de
Gitmişsindir ama ruhun belki cisminle
Oturup her yönü kıbleye
Kalkıp beninin toprak kilidinden
Hiçlikteki çokluğa dokunmuşsundur
Yüreğinin yüzüyle
Sen susarak seslen bir doğudan
Bir batıdan, yıkılan duvarların tozu dumanından
Onlar gülümsesin yıldızlı bahçeden
Ben gelirim erik mevsiminden kanatlar çalıp
Kundaklar günahsız kefenlerdir ya
Yatsıyı kılıp yatına kalmaya
Ş
5.0
100% (8)