14
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1422
Okunma

Esirgeyip sözünden, birkaç tatlı kelâmı;
Çıkmazlara vardın da başın göğe mi erdi?
Çok mu gördün yüreğe, bir yürekten selâmı;
Karanlığı sardın da başın göğe mi erdi?
Kırk yılın hatırına, müjdeli çıkan faldın;
Bir hayal bahçesinde, canımı saran şaldın;
Yağmurlu gözlerimden, uykularımı çaldın
Düşlerimi yordun da başın göğe mi erdi?
Zulme eğilmez başım, zâlimlere hâr iken;
Kalpte büyüyen sevda, âlemlere dâr iken;
Aşkını nîmet bilip yalnız sana yâr iken;
Nisbet edip durdun da başın göğe mi erdi?
Tut diye uzattıkça, boşta koydun elimi;
Kör gece ayazında, nasıl büktün belimi;
Saatlere bağladın, kalan ömür telimi;
Hasretliğe kurdun da başın göğe mi erdi?
Hani dilinde hece, beni her dem anardı;
Hani bensiz kucağın, kor ateşle yanardı;
Hani içim sızlasa, yaraların kanardı;
Kurşun olup vurdun da başın göğe mi erdi?
Yâr, gönlümü kırdın da başın göğe mi erdi?
16 Ekim 2008; 14:52
5.0
100% (1)