17
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1742
Okunma

Güya gönlü kırılmış, işitsen de inanma;
Hem küsmüş hem darılmış, boş sözlere aldanma;
Yılanlara sarılmış, işte buna hiç kanma;
Yalanlara karnım tok, atma civanım atma;
Bu iş çok su götürmez, pişmiş aşa su katma!..
Eşe-dosta övermiş, bal etmiş sözlerini;
Yan bakanı dövermiş, dört açmış gözlerini;
Üslubunca sövermiş, kırarmış dizlerini;
Seni gözleri şehlâ! Kaşlarını hiç çatma;
Bu iş çok su götürmez, pişmiş aşa su katma!..
Kimselere yâr etmez, ellere vermez imiş;
Kovulsa bile gitmez, hükmümü yermez imiş;
Feriştâhı kâr etmez, yaban gül dermez imiş;
Ben eski tereciyim, tereyi bana satma;
Bu iş çok su götürmez, pişmiş aşa su katma!..
Hayal kurmayacakmış, en güzeli olsa da;
Hayra yormayacakmış, kâsesi mey dolsa da;
Devâ sormayacakmış, tâze teni solsa da;
Döşeğin hasret olsun, ister yat, ister yatma;
Bu iş çok su götürmez, pişmiş aşa su katma!..
Titreten zemindeymiş, katlanmış hatır için;
Kırk kere yemindeymiş, kaçan kırk katır için;
Şiirin demindeymiş, “evet”lik satır için;
Mutluluk ekmek olsa, lokmasın dahi tatma;
Bu iş çok su götürmez, pişmiş aşa su katma!..
21 Ekim 2008; 20:40
5.0
100% (1)