Sen öldüğünde ölüm de ölür bilirsin Yorulmuştur işaret parmağın Gel uzan uyusun az O savaşımlı sağır yer Siperleri rüzgarlı tüller ardı Kurşunları bumerang Uzaklara sayfalarca tetik çektiğin Bölünüp çoğalıp kendinden her sınıra Dillerini topraklara verdiğin Sır aynalara görüntüsüz Görünür olur mu yarının gülümsemesi Çamurumuzu soyunsak ardımıza Çürüyorken gölgeliklere kızılından yapraklar Yarı meselesi hep Çıplak kalmadan iyi yandan Uyuyup uyanmak neşeyle Burada kalarak daha Bir kalenin yeşilini savunması gibi Bir gecenin direnci O çocuklar gelirmiş gibi göğsünden Doğarmış gibi o kadın ellerinden Zincirsizmiş işte zaman Gel duraksa biraz bağdaşlara Ölümler durmaz koşar algının sokaklarına Gözlerinle konuş sözün dursun Sürsün savaşımlar olsun Her sur suya damlar ya pek taşından Hak içmeye susamışsındır
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Her zamanki gibi tat ve kıvamında ki zengin kelime hazinesi ile kaleme aldığınız gönül sesinizi beğeniyle okudum;Kaleminiz daim yüreğiniz dert görmesin ....
Ölü uçan kuşların kalplerinde şeyh seyyar defterinde Anna wolf’ karnındaki kuduz taşlarını Şeyh’in iklimsiz masal diyarlarında büyütüyor. Katili Vacip’in mehter marşının adsız olduğunu fısıldar Anna’nın karın içi dekolteli yazıları. Fısıltıcı Tanrıların arabaları üç kuşak bel altı Nüans odunlarıdır ve ateşleri hep diridir. Linç duvarların iskeletlerinin gözyaşlarında yürütülür Göğe odun, ateş olarak kalkan Hacıların şuh ayakları tarafından Ayakları akılları yoktur onların. Yürek salıncaklarında kifayetsiz canlıdırlar. Ve Ezana çana kadar gidip gelirler. Tımar yağmurunda yüzümüzün üçte üçünün üstüne basarlar. Önce kalbimizden asılıp yırtarlar insanlığımızı Sonra d i l i m i z i n askılarından çekiştirler İçimizdeki Kurtuluş Suresinde amin derler Boğaz sıratımızda hepimiz arafta takılı kalırız ez cümle imame olarak Ve Ben b i z l e ağzım ve kalbim arasındaki Geçitte boğaz sıratımda oturuyorum Ellerimde kirli yüzlü çiçekli boş elbiseler var Klon ateşlerinin içinde 41 derecede ikalbimle infilak edip onları patlıyorum içimde Mösyönün papa etekleri kayıp çocuklar düğünlerine Yataklık el kana yaftasına iksir sürmeleri Düğün dediysem mezar taşlarıdır Anna Wolfun ölü kalibre konuşmasında. Kalibrenin nü soyguncu haydutları Toprağımızı tekmeliyor Aşağı göbeğine bak ey hepimiz Karnımızda açtık elleri ayakları yere basan usturalı ölü seslerin Siyah gözyaşlarını Kalbimden geçiyordum önce sıratın bacakları ters değildir diyor İsmi duvar dibinde terleyen bir çocuğun kalbi Ağlayamıyorum Merasimin on iki oktavlık ipince işlenmiş Tığ gözleri kalbine merhamet okumaz Dudaklarımı kim söylüyor Anna? Benden habersiz!
Şimdi’ Ve üzgünüm el kadar bebe yüzlü kalplere dokundukları için
Şiir içinde şiddetli sarsıntıları diriltmiş Dirimiyiz derseniz değiliz bence 😓 Dudaklarımızı geri alalım hep beraberce Çok çok yakışıklı bir şiir okudum
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.